Etanol ölçümü (alkol) acil servislerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de trafik kazaları , darp ve işyeri kazaları , hastalıkla ilişkili olarak toksikolojik olarak en sık istenen tetkiktir.
Alkolün etkisini değerlendirmede; alkolün fizyolojik fonksiyon, davranış, motorlu araç kullanımı, işyeri ile ilişkili aktivite ve sosyal davranışlar üzerine olan etkileri hakkında sıklıkla sorular sorulabilmektedir. Günümüzde çoğu ülkede kazalara bağlı ölümlerin sıklıkla nedeni motorlu taşıt kazalarıdır (MTK).Türkiye’de de trafik kazalarının ciddi bir kısmının
etanol alımıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. MTK, her yıl dünyada yaklaşık olarak 210.000 ölüme neden olmaktadır. Ülkemizde ise MTK ile ilgili Emniyet Müdürlüğü 2016 yılı verilerine göre, 2016 yılında gerçekleşen 413.167 trafik kazasında 7300 kişinin yaşamını yitirdiği ve 303.812 kişinin yaralandığı raporlanmıştır.. Aynı raporda, son 2 yıl içerisinde kaza ve yaralı sayılarında artış izlendiği, yaşamını yitiren bireylerde ise sayısal olarak bir azalma olduğu bildirilmektedir.
Ayrıca ex olarak kabul edilen vakalarda ve adli otopsilerde ölüme neden olan maddenin etil alkol olup olmadığı, diğer toksinlere ek olarak rol oynayıp oynamadığı, toksin olmadığı zaman tek başına ölümden sorumlu olup olmadığı, postmortem tespit edilmiş miktarın ölümden önceki davranışa etkisinin ne kadar olduğu, gecikmiş ölüm vakalarında yaralanma zamanındaki kan alkol konsantrasyonunun ne kadar olduğu hakkında sorunlar doğmaktadır.
Meydana gelen trafik kazaları incelendiğinde sürücülerin bir anlık dikkatsizlikleri sonucu meydana geldiği görülmektedir. Bu nedenle, alkol almış kişinin de dikkatin dağıldığı , beceri fonksiyonlarının azaldığı saptanmıştır.
Bilimsel araştırmalar alkolün hiç bir seviyesinin sürücülük için güvenli olmadığını göstermektedir. Bütün ülkeler yasal alkol limitini belirlerken konuyu tıbbi, psikolojik ve sosyal yönüyle değerlendirerek bir karara varmakta, belli bir riski kabul ederek bu limitleri belirlemektedirler.
Alkolün Sürücülük Becerileri Üzerindeki Etkisi
Alkol seviyesi ile ilişkili olarak görülen bulgular
Alkol seviyesi (mg/100 ml)(mg/dl) | Bulgular |
10- 50 | Düşüncede açıklık, kendine güven, atılganlık |
50- 100 | Serebellar ve motor hareketlerde hafif bozulma, fazla konuşma, gülme |
100- 150 | Hareketlerde uyumsuzluk, konuşma ve yürüme bozukluğu |
150- 200 | Belirgin sarhoşluk, ataksiler, mide bulantısı |
200- 300 | Komaya yakın tablo |
300- 350 | Stupor, koma |
350 > | Ölüm |
ÖLÇÜM DEĞERİ | Promil hesabı(miligram alkol/mililitre kan-mg/dl) | VÜCUT VE DAVRANIŞ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ | |
0.2 Promil | 20 mg alkol/100 ml kan (20:100=0.2 mg/dl) | Ruh halinin değişmesi, vücut ısısında hafif bir yükselme, davranışlar üzerindeki kontrolün azalması | |
0.5 Promil | 50 mg alkol/100 ml kan (50:100=0.5mg/dl) | Belirgin bir gevşeme, dikkatin azalması, koordinasyon ve muhakeme bozukluğunun başlaması. YASAL SINIR | |
0.8 Promil | 80 mg alkol/100 ml kan (80:100=0.8mg/dl) | Koordinasyon, algı ve muhakemede belirgin bozulma, tepki zamanının, kendini kontrol etme becerisinin zarar görmesi | |
1 Promil | 100 mg alkol/100 ml kan (100:100=1mg/dl) | Sarhoşluk belirtileri, muhtemel mahcup edici davranışlar, bir an neşeli bir an üzgün olmak gibi ruh halinde gidip gelmeler | |
1.5 Promil | 150 mg alkol/100 ml kan (150:100=1.5mg/dl) | Ayakta durma, yürüme ve konuşmada güçlük çekme, denge ve koordinasyonun kaybedilmesi, belirgin olarak sarhoşluk hali | |
2 Promil | 200 mg alkol/100 ml kan (200:100=2mg/dl) | Ağrı ve diğer fiziksel duyumların azalması, ağlama ve gülme arasında gidip gelmek gibi belirgin duygusal tutarsızlıklar | |
3 Promil | 300 mg alkol/100 ml kan (300:100=3mg/dl) | Reflekslerin azalması, bilinçte bulanıklık, pek çok kişide bilinç kaybı | |
4 Promil | 400 mg alkol/100 ml kan (400:100=4mg/dl) | Reflekslerin azalması, bilinçte bulanıklık, pek çok kişide bilinç kaybı | |
5 Promil | 500 mg alkol/100 ml kan (500:100=5mg/dl) | Reflekslerin azalması, bilinçte bulanıklık, pek çok kişide bilinç kaybı | |
* 1 mililitre alkolün ağırlığı 0.789 gram, 1 gram alkolün hacmi 1.268 mililitredir |
Motorlu araç sayısının artmaya başladığı 1900’lü yılların ilk dönemlerinde, hızla oluşan trafik kurallarının yanı sıra, giderek alkollü sürücülük için de önlem alma ihtiyacı hissedilmiştir. Başlangıçta bu sınırın ne olması gerektiği ve nasıl ölçüleceği konusunda sorunlar yaşanmışsa da dünyada özellikle konuyu inceleyen bilimsel çevrelerin görüşü her zaman kan-alkol sınırının daha da aşağıya çekilmesi yönünde olmuştur. Bir başka deyişle yasal limitin altında olmanın sadece trafik cezasını engellediği, ancak can güvenliğini garantilemediği kabul edilmektedir. Alkolün etkileri açısından yaş, cinsiyet, sürücülük deneyimi gibi bazı faktörlere bağlı olarak bireyler arasında farklılıklar görülmekteyse de, bunlar güvenli sürücülüğü garantileyecek kadar büyük farklar olmadığı gibi, tartışmalı sonuçlar olarak değerlendirilmektedirler. Bununla birlikte genel olarak araştırmalar 0.2 promil düzeyinden itibaren alkol düzeyi arttıkça sürücülük üzerinde olumsuz etkilerinin de arttığı yönünde birleşmektedir. Bu sınır kimi ülkeler tarafından kabul edilmiş bulunmaktadır. Buna karşılık nadir de olsa, kan alkol değeri 500 mg olduğu halde ayakta kabilen veya kronik alkoliklerde 1000-1500 mg/100ml değerine ulaşan yaşayan olgular vardır. Etil alkol, merkez sinir sistemine etki yapan diğer maddelerle beraber alındığında kandaki 150- 200 mg/100 ml etil alkol değeri minimal letal doz olarak kabul edilir.
Eliminasyon
Etil alkolün eliminasyon oranları literatürde çok değişiktir. Orta derecede içme alışkanlığı olanlarda kaybolma oranı 15 mg /100 ml/saat dir. Ağır derecede içme alışkanlığı olanlarda kaybolma oranı 19 mg /100ml/saat gibi yüksektir. Bu nedenle kan alkol konsantrasyonunun kişinin tükettiği alkol miktarına veya geriye dönük olarak olay esnasındaki kan alkol konsantrasyonuna çevrilmesi gerektiği zaman içim başlangıcından itibaren metabolizma yolu ile kaybedilen miktar düşünülmelidir.
Muayene
Alkollü kişilerde klinik muayenelere başlamadan önce, muayene yapılacak kişiye ya da yakınlarına muayenenin neden yapılacağının anlatılması ve rızasının alınması gerekir. Kişinin nefesinin koklanarak alkol alıp alınmadığının kontrol edilmesi tek başına anlamlı olmayan, hekimi yanıltabilen subjektif bir testtir. Bazı hastalıklarda (diyabetik ketoasidoz gibi), anason ve benzeri gıdaların alınmasında, bazı sakızların çiğnenmesinde ağızda yanıltıcı bir içki kokusu olabilir. Bazen de, klinik muayene sonucu sarhoş olduğuna karar verilen
bir kişide yapılan testlerde alkol tespit edilmeyebilir. Bu durumda kişinin alkol dışında merkez sinir sistemini deprese eden sedatif, uyuşturucu, antihistaminik gibi bir madde almış olma olasılığı vardır. Ayırıcı tanıda sarhoşluk benzeri klinik tablo oluşturan entoksikasyonlar, kafa travmaları başta olmak üzere tüm durumlar düşünülmelidir. Özellikle
trafik kazalarında klinik bulguların kafa travmasına bağlı olup olmadığı önem taşır.
Alkol Tespiti
Yaşayan ve ölü kişilerde pek çok vücut doku ve sıvılarında alkol tespiti yapılabilir. Yaşayan kişilerden venöz ve kapiller kan, idrar, gözyaşı, serebrospinal sıvı, salya, ter ve nefes örnekleri, ölü kişilerden femoral kan, kalp kanı, kan pıhtısı, mesane idrarı, vitreus humor, safra, sinovyal sıvı, beyin, iskelet kası ve karaciğer örnekleri alınabilir.
Alkolmetre
Solunum havasından alkol düzeyinin belirlenmesi günümüzde yaygın olarak kullanılan alkolemetre denilen alkole karşı duyarlı sıvı kristaller içeren elektronik bir aygıtla yapılmaktadır. Nefes etil alkol analizi noninvaziv olup çabuk sonuç verebilir. Bundan
dolayı trafikte ve diğer adli olaylarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Alet kan alkol değerini ‘promil’ cinsinden gösterir. Doğru ölçüm sonuçları için bu aletlerin periyodik olarak bakımları ve kalibrasyonları yapılmalıdır. Ayrıca ölçüm esnasında her şahıs için
ayrı bir ağızlık kullanılmalıdır. Nefes testinin sonucu alkol konsantrasyonu olarak kullanıldığından ve rapor edildiğinden dolayı aletler olabildiği kadar etil alkole
spesifik olmalıdır. Test metoduna bağlı olarak test aletleri etil alkolden başka diğer substanslarla interfere olurlar. Eğer interferanlar tespit edilmez ise yanlışlıkla
yüksek okumaya neden olabilirler. Pek çok alet interfere edici substansları (özellikle aseton) tespit etmeye yönelik mekanizmalara sahiptir. Onların varlığında uyarı verirler. Metanol zehirlenme vakalarında hatalı bildirildiği raporlanmıştır.
Etil alkol pulmoner kan ve alveol havası arasında dağılır. Ortalama oranı da 1/2100 dür. 1 ml kan 2100 ml alveol havasındaki aynı ağırlıktaki alkolü içermektedir. Rapor edilen aralıklar zaman bağımlılığının önemini, kişi ve kişiler arasındaki farklılıkları göstermekte olup bu değer 1/1142 ile 1/3478 arasında değişmektedir. Araştırıcılar bu bakımdan bakıldığında toplumun %86’sında var olan gerçek değerlerin altındaki 1/2100 oranına (hatalı olarak düşük çıkmış), toplumun %14’ünde gereğinden fazla çıkmış olan orana dikkati çekmektedir. Uygun olarak yapıldığında rapor edilen solunum havasından
alkol düzeyinin belirlenmesi araştırıcılar tarafından desteklenmekte ve pek çok yargılamada kabul edilmektedir.
Kanda Etanol Ölçümü
Kan ve diğer vücut sıvılarından alkol saptanması alkolometre bulunmadığında ya da bilinç kaybı koma gibi zorunlu durumlarda ve ölüde olmak üzere tercih edilir. Birçok laboratuar yöntemi içerisinde ‘head space gaz kromatografisi’ tekniği en uygun olanıdır.
Günümüzde antekubitaldeki venlerin delinme ve alkolik olmayan antiseptiklerin (örneğin; povidon iyot) kullanılması ile alınan kanın bir bölümü veya steril iğnelerle parmak kapillerlerinden alınan kanın tamamının steril şişeye konularak kullanılması kabul
edilmiştir.
Bir çalışmada abrazyonlu ve lasere bir cildin alkol ile silinmesi ile femoral vene kontaminasyon gerçekleştiği bildirilmiştir. Kan, koruyucu ve antikoagülan özelliği olan sodyum florür (NaF) veya sodyum azid (NaN3) içeren cam tüplere alınmalıdır ve inceleme yapılıncaya kadar +4 derecede saklanmalıdır.
Ülkemizde Yasal Alkol Sınırı (Trafik)
Ülkemizde sıkça görülen trafik kazaları nedeniyle acil servislerde bakılan vakalarda , adli olgu açısından sürücülerin veya sürücü ihtimali olan kişileri alkol kontrolünün yapılmasının özel bir önemi vardır. Ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalışan sürücülerin alkollü olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmış, diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan, 0.50 Promil belirlenmiştir. Bu halk arasında yanlış bir biçimde “yüzde elli alkollü olmak” diye ifade edilmekte, hatta bunun mümkün olduğu sanılmaktadır. Bu tümüyle yanlış bir bilgidir. Bu yanlışlık genellikle promil değerinin nasıl hesaplandığının iyi bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.
Trafikte veya sonrasında sürücü alkolmetre veya etanol kan analizinde sonucunda alkollü çıkarsa; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5 maddesi gereğince para cezası ile cezalandırılır, aracı trafikten men edilir ve sürücü belgesi (6) ay süreyle Trafik Polisince geri alınır.
Aynı sürücü aynı suçu işlerse;yine Kanun’un ilgili maddesi gereğince para cezası ile cezalandırılır, aracı trafikten men edilir ve sürücü belgesi 2 yıl süreyle Trafik Polisi’nce geri alınır. Aynı sürücü üçüncü kez alkollü olarak araç kullanırken tespit edilirse, kanunun ilgili maddesinde belirtildiği şekilde para cezası ile cezalandırılır, aracı trafikten men edilir ve sürücü belgesi 5 yıl süreyle Trafik Polisi’nce geri alınır. Ayrıca 6 aydan az olmamak üzere hafif hapis cezası uygulanılır. 5 yıl süreyle geri alınan sürücü belgesi sahipleri, 5. yılın sonunda, psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri muayenesi sonrasında durumu uygun olanlara belgeleri iade edilir.
Alkollü araç kullanmaktan dolayı sürücü belgeleri geri alınan sürücüler, Sürücü belgesine el koyan trafik birimine veya en yakın trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’ne alıkoyma süresinin bitiminde dilekçe ile başvurarak sürücü belgelerini geri alabilirler.
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU
Kaynak
- http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2918.pdf
- Alkol İle İlgili Adli Tıp Sorunları Erol BADUROĞLU , Dilek DURAK,Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı, Bursa.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 36 (2)
- https://www.aligurtuna.com/alkol-siniri-duzeyi-ve-promil-hesaplama/65-71, 2010