Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba 🙂 Bugün sizlere ATLS-10’daki değişikliklerden bahsedeceğim. Rehberin tamamını bu linki tıklayarak indirebilirsiniz.
Uzmanlık sınavına girmeden önce, “ATLS-10 değişiklikler” diye çok aradım internette. Yok mu dedim şöyle madde madde yazan biri, keyifle çalışalım, ezberleyip girelim sınava. Yok! Mecbur kaldım oturdum ingilizcesini okudum 🙂 Atamam da sonuçlandığına göre şimdi sizlerle paylaşmaya tamamen hazırım.
Baştan bir uyarı yapmak istiyorum, bu yazı çok fazla spot bilgi içermektedir. Konunun tamamına nail olmak için başvurulması gereken bir metin değil, aksine kitabı okuduktan sonra bakacağınız bir genel tekrar yazısıdır. İnşallah kitabı okursunuz, amin.
- Travma dediğimiz olay, primer bakı ve sekonder bakı diye başlar. Buraya kadar güzel ama bazı ufak değişiklikleri en baştan başlatmışlar. Önceden primer bakıda tanınması gereken yelken göğüs (flail chest) artık sekonder bakıda yer alıyor. Onun yerine ise trakeobronşiyal yaralanmalar koyuldu. Yani artık primer bakıda trakeobronşiyal yaralanmayı sayacağız, yelken göğüsü değil.
- Yine primer bakıda yer alan ve hemen tedavi edilmesi gereken tansiyon pnömotoraks durumunda, iğne torakostomiyi artık 5. interkostal aralık ile midaksiller hattın kesiştiği yerden yapıyoruz. Çocukta ise eskisi gibi, 2. interkostal aralıktan yapıyoruz.
- Birincil bakının göz bebeklerinden biri olan hemotoraks durumunda, daha küçük göğüs tüpü kullanımı önerisi dikkat çekiyor (28-32 fr).
- Hızlı seri entübasyonun adı “ilaç destekli entübasyon (drug assisted intubation)” olarak değiştirilmiş.
- Yine entübasyonda, video laringoskop kullanımının önemi vurgulanmış. Özellikle servikal travma varlığında uygulanmasının ön planda olması gerektiğinden bahsediliyor.
- Bu baskıda öne çıkarılan agresif bir girişim ise resüsitatif torakotomi. Hayatta kalımı %10 artırdığı söylenmiş. Hepimizin yaradana sığınıp torakotomi yapacağına inanarak bir de süre belirtmişler; 5. dakikada yapın demişler, 30. dakikada hala yanıt alınamadıysa resüsitasyonu sonlandırabileceğimizi de belirtmişler.
- Şok sınıflaması parametrelerine “baz açığı” eklenmiş.
- Hemorajik şokta ise kan ürünlerinin erken kullanımı vurgulanıyor. Hastane öncesi dönem de dahil, toplamda 1 litre sıvı verilen ve hala tansiyonu toparlamayan hastaya direk kan ürünleri başlayın diyor.
- Şoktan devam edecek olursak, masif transfüzyon tanımı 1 saatte 4 ünite veya 24 saatte 10 ünite kan ihtiyacı olması durumudur. Ve biz koagülopatiden korktuğumuz için INR bakıyoruz ya, artık transfüzyonda fibrinojen de kullanabilirsiniz deniyor.
- İlk 3 saatte gelen hastalara traneksamik asit (Transamine®) verilmesi (1gram), eğer hastane öncesinde verilmişse de 8 saatlik infüzyona geçilmesi öneriliyor (yine 1 gram).
- Antikoagülan kullanan hastalarda uygun ve zamanında antidot kullanımı göz önünde bulundurulmalıdır.
- Şok dedik, kan dedik, en kanlısı travmatik aort yaralanmasıdır diyelim. Eğer bu vakalar hastaneye ulaşırsa, nabzın 80/dk’nın altında, ortalama arter basıncının da 60-70 mmHg arasında olması gerektiğini de unutmayalım.
- Yılların meşhur Glasgow Koma Skalası değişti dostlar! Değişti derken, öyle köklü bir şey değil. NT (non-testable) diye bir madde eklendi, yani değerlendiremedik diyebiliriz artık.
- Kafa travmasında “minör” terimi yerine “hafif” terimi kullanılıyor.
- Kafa travmalı hastada proflaktik antiepileptik kullanımı önerilmiyor. Kullanacaksan da valproat veya fenitoin kullan diyor.
- Ağır kafa travmasında sistolik kan basıncını 100 mmHg veya üzerinde, beyin perfüzyon basıncını ise 60 mmHg’nin üzerinde olacak şekilde ayarlayın deniyor.
- Daha önceleri spinal immobilizasyon olarak bahsedilen boyun hareketlerinin mutlak olarak engellenmesi durumu, spinal hareketlerin kısıtlanması olarak değiştirilmiş.
- Servikal travma şüphesinde görüntüleme için Kanada ve NEXUS kriterlerinin kullanılması, ATLS-10’da öneriliyor.
- Omurga yaralanmalarında dermatom muayenesinin yanında “myotom muayenesi” de yapılması eklenmiş.
- Kas- iskelet travmaları başlığında, açık kırık ve kirli yaralanmalarda vücut ağırlığına göre düzenlenmiş antibiyotik kullanımı en önemli değişiklik olarak dikkat çekiyor. Çok güzel tablo haline getirmişler, bir bakın derim.
- Yine kas-iskelet travmaları bölümünde, bilateral femur kırığının ölümcül olabileceği, hastaların hızla MODS’a ilerlediği vurgulanmış.
- Hayatı tehdit eden pelvis kırıklarında, pelvik bağlama/pelvik kemerin yanında, abdomen embolizasyonu için erken konsültasyon istenmesi öneriliyor.
- Hani travma hastalarında hep önerilen ama çoğumuzun yapmadığı rektal tuşe var ya, onu biraz sınırlamışlar. Yine yapın diyor ama üretral yaralanmanın tespiti için prostat palpasyonuna gerek yok, sfinkter tonusuna baksanız yeter diyor.
- Yanık hastasında sıvı tedavisinde köklü değişiklik var! Parkland formülü de değişmiş dostlar! Aşırı hidrasyondan kaçınmalıyız.
- Aşırı hidrasyondan çocuk travmalarında da kaçınmalıyız. Sıvının fazlası zarar, yazın bir köşeye.
- Geriatrik travma başlığına hastaya ait komorbiditeler eklenmiş. Tablo halinde yer alan her bir komorbidite ile ilgili travma durumunda karşılaşabileceğimiz özel sorunlardan bahsedilmiş.
- Gebe travma hastasında vajinal kanama, aksi ispat edilene kadar plasenta ablasyonuna işaret eder. bu yüzden gebe travma hastasında vaginal muayene muhakkak yapılmalıdır; ancak tekrarlayan vaginal muayeneden de kaçınılmalıdır.
Gördüğünüz gibi atla deve değil ama zaman ayırmak lazım.
Bu arada hepinize mutlu yıllar 🙂 Ayrıca, acil tıp hayatıma, alanında uzman hekimlerle Erciş Devlet Hastanesi’nde devam edeceğimi müjdelemek isterim. umduğunuz gibi bir yıl geçirmiş olmanız dileğiyle.