Pulmoner Tromboemboli (PTE); mortalite ve morbiditesi yüksek, tekrarlayabilen, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi kendisine özgü olmayan şikayetlerle acil başvurusu olan, bu yüzden tanısı güç olan ve önlenebilir bir hastalıktır.
PTE klinik olarak nonspesifik şikayetler görüldüğü ve kendisine özgü bir fizik muayenesi olmadığı için çoğu zaman atlanabilir. Acil serviste tanısal işlemlerin başlayabilmesi için öncelikle hastalıktan kuşkulanmak gerekir. Son 20 yılda bilimsel çalışmaların gelişmesi, buna bağlı algoritmaların kullanımı ve yaygınlaşması ve görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile PTE tanısı konulan hasta sayısı giderek artmıştır.
European Society of Cardiology (ESC)’nin önceki versiyonu 2014’de yayınlanmış olan Akut PTE kılavuzunu çok yakın bir yamanda 4 Eylül 2019 tarihinde yenilendi. Kılavuzunu tümünü buradan veya kaynaklarda belirttiğimiz adresten ulaşabilirsiniz. Acil çalışanları ekibi olarak bu kılavuzu kaynak alarak sizlere ülkemizin imkanları ışığında kendi yaklaşım algoritmamızı sunuyoruz.
Algoritma Bize Ne Anlatıyor?
Unstabil Hasta : Pulmoner emboli şüphesi olan hastalarımızı öncelikle hemodinamik olarak stabil ve anstabil olarak ayırmamız gerekmektedir. Unstabil hastalar için yatak başı yapılan EKO ile sağ ventrikül yapılarının değerlendirilmesi ve pozitif bulunması durumunda Pulmoner Emboli tanısını desteklemekte ve hastamıza hızlıca trombolitik tedavisi başlamamız gerekmektedir.
Stabil Hasta: Stabil hastalar için ise öncelikle Wells ya da Geneva Skorlaması ile hastaların risk durumu belirlemesi yapılmalı düşük, orta ve yüksek risk grubuna göre algoritmanın bir sonraki basamağına geçilmelidir.
Düşük Risk: Düşük riskli hastalar için PERCH dışlama kriterleri değerlendirilmeli ve hasta bu kriterlere göre Pulmoner Emboli tanısı dışlanmalı , PERCH dışlama kriterlerine göre dışlanamayan (+) hastalarda D-dimer testi için kan alınmalıdır. PERCH negatif ise PTE dışlanabilir.
Orta Risk: Orta riskli hastalar için öncelikle D-dimer testi için kan örneği alınmalıdır. D-dimer testi sonucu negatif ise Pulmoner Emboli dışlanabilir. D-dimer testi pozitif ise tanıya ulaşmak için mutlak Pulmoner BT anjio istenilmeli bunun yanında hastaların klinik durumuna göre pulmoner emboli için kaynak olabilecek alt ekstremiteye tombombozuna yönelik venöz doppler USG istemi de yapılabilir.
Yükse Risk: Yüksek riskli hastalar için öncelikle hızlı bir biçimde BT anjio planlıyoruz. Eğer pulmoner emboli saptadıysak (+) tedaviyede hızlı başlıyoruz. Eğer (-) BT de emboli saptanmadı ise hastanın klinik durumuna göre alt venöz extremite doppler istemeli eğer alt extremitede tromboz saptandı ise PTE tanısını destekler ve tedavi başlanabilir.
Pulmoner BT anjio çekemediğimiz kreatinin yüksekliği olan hastalar (böbrek yetmezliği için riskli hastalar ) ya da gebe hastalarda doppler sonucunda trombüs görülmesi Pulmoner Emboli tanısı destekler. Doppler sonucunun negatif olması Pulmoner Emboli tanısı için kesinlikle yoktur dedirtmez, ileri görüntüleme yöntemlerine başvurmak gerekir.
Pulmoner BT anjio çekilmesi için hastalara kontrast madde verilmesi gerekir. Hastalara verilen kontrast maddenin damar içinde görülmesi ile sağlanan görüntüleme yönteminde damar lümeninde dolum defekti olması Pulmoner Emboli için tanı koydurucudur. Pulmoner BT anjio negatif ise Pulmoner Emboli dışlanabilir.
- https://www.escardio.org/Guidelines/Clinical-Practice-Guidelines/Acute-Pulmonary-Embolism-Diagnosis-and-Management-of
- https://www.uptodate.com/contents/overview-of-acute-pulmonary-embolism-in-adults?search=pulmonary%20embolism&source=search_result&selectedTitle=1~150&usage_type=default&display_rank=1