Kardiyopulmoner resusitasyon, kalp-akciğer canlandırması, kardiyopulmoner serebral resüsitasyon veya kısa adıyla kardiopulmoner resüsitasyon (KPR) (İngilizcede CPR: CardioPulmonary Resuscitation), kalbi duran bir kişide kan dolaşımını ve solunum sistemini tekrar çalışır hâle getirmek amacıyla kurtarıcılar (halktan veya sağlık alanından kişiler) tarafından uygulanan acil yöntemler bütünüdür. KPR sırasında uygulanan bu acil yöntemlerin ve işlemlerin önceliğini ve sırasını ise Temel Yaşam Desteği belirler (BLS, Basic Life Support). Temel Yaşam Desteği yaşamı kurtarmak amacı ile yapılan ilk yardım yöntemi olup herhangi bir ilaç kullanılmadığı için halktan kurtarıcıların yapması için teşvik edilmelidir. Yine bu yöntemin bir ilk yardım yöntemi olması sebebiyle öncelikli amaç, hastaya yeterli sağlık hizmeti ulaşıncaya kadar kişinin dolaşım ve solunumunun devam ettirilmesini sağlamaya çalışmaktır.
Bu yazımızda sizlere temel yaşam desteğini son güncellen kılavuzlar eşliğinde (ERC 2021- AHA 2020) anlatmaya çalışacağız. Keyifli okumalar dileriz…
Günümüzde ani kalp ölümü çok önemli bir sağlık problemidir. Gerek hastane dışında gerek hastane içinde hastaların azımsanmayacak bir bölümü ani kardiyak arrest ile kaybedilmektedir. Bu konuda ülkemize ilişkin net sayıları vermek ne yazık ki mümkün görülmemektedir. Hastane dışında gelişen ve yaralanmalar (trafik kazaları, ateşli silah yaralanmaları, düşmeler vb.) dışındaki ölümlerin en sık nedeni kalpten kaynaklanmaktadır. Kalbimiz normal koşullarda dakikada 60-100 arasında ve düzenli olarak atmaktadır. Ani kalp ölümlerinde kalpte görülen en sık başlangıç ritmi “ ventriküler taşikardi (VT) ve kalp fibrilasyonu yani tıbbi kelime olarak vetriküler fibrilasyondur” (VF).
Ventriküler taşikardi kalp ventriküllerinin çok hızlı bir şekilde dakikada 150-250 arasında atması anlamına gelir. Başlangıçta gerekli kasılmayı sağlayan kalp (nabızlı vetriküler taşikardi) ilerleyen dakikalarda iskemik hale gelir ve çok hızlı atmasına rağmen gerekli kasılmayı yapamaz; nabızsız vetriküler taşikardiye (nVT) döner ve vücuda gerekli kanı pompalayamaz ve beyne giden kan akışı azalır. Bunun neticesi olarak hastanın bilinci kaybolur. Bu ventrüküler hızlanma yaklaşık 350-500/dakika hızına eriştiğinde, artık kalbin ventrikülünün farklı odaklarından kaynaklanan odakların dominant olduğu ve ventrikül kontraksiyonunun olmadığı için yeterli kalp debisinin de olmadığı Ventriküler Fibrilasyon (VF) ritmine dönmüştür. Bu iki durum nVT ve VF, saniyeler içinde kardiyak arrest ile sonuçlanan ACİL DEFİBRİLASYON yapılarak hemen müdahale edilmezse ölüme yol açan aritmilerdir. Eğer bu ritimlere müdahale edilmez ise iskemik durum daha da ciddi hal alır ve ventriküler kasılmalar kaybolur, nabızsız elektriksel aktiviye ve hiç kasılmanın olmadığı asistoli ritmine döner ve arrest ile sonuçlanır.
Kardiyak arrest durumlarında beyine yeterince kan gidemez ve kişi bilincini kaybeder, solunumu ve dolaşımı durur (nabız alınamaz). Bu durumdaki hayati fonksiyonları olmayan birine eğitilmiş kurtarıcılar tarafından derhal yapılacak KPR özellikle VF’ye yönelik defibrilasyon işlemi (fibrilasyondaki kalbe özel olarak üretilmiş defibrilatör aletleri (otomatik eksternal defibrilatör =OED) ile direk olarak elektrik şoku vermek) ile hastanın hayatını kurtarmak mümkün olabilir. Ancak günümüzde hastane dışındaki alanlarda vuku bulan ani kalp ölümlerinde sağ kalım oranları çok düşüktür. Ülkemizde bunun en önemli nedeni olarak KPR konusunda halka yönelik sistematik eğitimlerin yeterli düzeyde, hatta hiç olmaması ve yeterli sayıda otomatik eksternal defibrilatörün bulunmamasını gösterebiliriz. Aslında kurtarıcıların eğitimi, ani kalp ölümünün hızlı tanınması, kurtarıcıların planlı ve hızlı cevabı, hemen yapılan KPR ile sağ kalım oranları arttırılabilir. Hatta günümüzde hastane dışında KPR işlemleri sırasında eğitimli kurtarıcılar tarafından özellikle ilk 5 dakika içinde VF’ye yönelik defibrilasyon işlemini de eklersek hastanın hayatta kalma şansı daha da artacaktır.
Cevapsız, solunum ve dolaşım bulguları olmayan hastaya ilk dakikalar içinde müdahale etmek hayatını kurtarmak açısından çok önemlidir. Temel yaşam desteği (TYD) bir grup müdahale ile yaşam kurtarma olarak tanımlanabilir. TYD yaşam zinciri halkalarında ilk 3 işlem (erken arama, erken CPR, erken defibrilasyon) ile tanımlanır. Defibrilasyon işlemi yapılamasa da özellikle 112’nin erken aranması ve erken KPR veya TYD kurbanın hayatını kurtarmak açısından çok önemlidir. Bu yüzden kurtarıcılar özellikle 112’nin aranması ve KPR konusunda donanımlı olmalıdırlar.
Şema : AHA 2020 Yaşam Zinciri Halkaları: Erken arama, erken kaliteli CPR, erken defibrilasyon , ileri yaşam desteği, kardiyak arrest sonrası bakım ve iyileşme.
Ani ölüm durumu tespit edildiğinde acil tıp sisteminin yani 112’nin erken aranması, acil tıp sistemi personelini (112 ekibini) hızla uyarır. Kurtarıcılar tarafından yapılan erken KPR, 112 ekibi ve defibrilatör aleti (112 ambulanslarında mevcuttur veya çevrede varsa özel eksternal defibrilatör aletleri eğitimli kurtarıcılar tarafından kullanılabilir) ulaşana kadar en iyi ilk yardım müdahalesi ve tedavisidir. Erken yapılacak KPR ile kalp ve beyin gibi hayati organların fonksiyonlarını koruyabilirsiniz.
Sonuç olarak 112 ambulans ekibi ulaşana kadar (defibrilasyon işlemini bir kenara bırakırsak) özellikle eğitimli halktan kurtarıcılar tarafından yapılan kaliteli bir KPR veya TYD, bilinçsiz (cevapsız), solunum ve dolaşım bulgusu olmayan kurbanın (hastanın) hayatta kalma şansını belirgin olarak arttıracaktır. Anlaşılma kolaylığı açısından aşağıda halktan ve sağlık alanından kurtarıcılar için CPR:KPR (TYD) algoritmaları açıklamaları ayrıntılı bir biçimde verilmiştir.
Yönetim Sırası
1- Alan Güvenliğinin Sağlanması:
Kendinin, hastanın ve çevredeki diğer kişilerin güvenliğinden emin ol.
- Ölü kahramanlar hayat kurtaramaz sözünden hareketle kurtarıcı her şeyden önce ortamın, kendisinin ve hastanın güvenliğini sağlamalıdır. Genel kural olarak hasta (kurban) ve kurtarıcının güvenli bir ortamda bulunmasıyla TYD ancak yapılır. Kendinizi ve hastayı tehlikeli yerden ve maddelerden (patlayıcı, yanıcı, zehirli vb. maddeler) uzak tutun.
2- Yanıtın Değerlendirilmesi:
Alanın güvenli olduğunu saptadıktan sonra, hastanın yanına giden kurtarıcı hızla cevapsızlığı ve yaralanmayı değerlendirmelidir.
- Sesli ve Dokunma ile Cevapsızlığın Değerlendirilmesi: Hastayı omzundan hafifçe sarsarak “iyi misiniz?” diye sormalıdır. Hasta yanıt verir fakat yaralı ise ve travmaya uğramamışsa derlenme (iyileşme) pozisyonuna getirilir, daha sonra yardım çağrılır.
Kurtarma (Derlenme) pozisyonu: Normal solunumu ve dolaşımı olan fakat bilinçsiz durumdaki hastalarda kullanılır. Böylece hava yolu açıklığı devam ettirilir, hava yolu tıkanıklığı ve aspirasyon (kusulan materyalin akciğerlere kaçması) riski azaltılır. İyileşme pozisyonu gerçek yan pozisyona yakın, solunum zorluğu yaratmayacak ve göğüs basısı yapmayacak bir pozisyondur. Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
- A: Airway ; Hava Yolu Açıklığının Sağlanması
Yanıtı yetersiz olan hasta cevapsız ise halktan kurtarıcı öncelikle hastanın hava yolu açıklığını sağlamalıdır. Bilinçsiz hastalarda dil hava yolu tıkanıklığının en sık nedenidir ve hastanın başına uygun pozisyon verilmezse hasta yalnızca hava yolu dille tıkalı olduğu için ölebilir. Hastanın hava yolunu açmak için halktan kurtarıcılar, “baş geri-çene kaldırma” manevrasını kullanmalıdır. Öncelikle ağızdaki kusmuk veya görülebilen herhangi bir yabancı cisim temizlenir. Sıvı veya yarı sıvı materyaller eldivenli parmaklarla silinir. Katı ve sert materyal, bir el çene ve dili desteklerken diğer elin çengel şeklinde kıvrılmış işaret parmağı ile görerek çıkarılır. Servikal travmalı hastalarda sağlık personelleri öncelikle boyunu sabit tutup“çene itme” manevrasını denemelidirler.
- Breathing (B); Solunumun Değerlendirilmesi
- Göğsün inip kalkmasını izleyin
- Hava çıkışını dinleyin
- Yanağınızla hava akımını hissetmeye çalışın.
Kurbanın göğüs hareketi gözlenmiyorsa ve hava çıkışı yoksa hasta nefes almıyor demektir. Bu değerlendirme süreci 10 saniyeyi geçmemelidir. Belli belirsiz, seyrek, yavaş veya gürültülü iç çekme şeklinde soluk alan hastalar normal bir solunum yapmıyorlardır ve bu solunum şekli anormal kabul edilmelidir. Solunum anormal ya da tamamen solunum olmaması durumunda kurtarıcılar hemen başkasından 112 acil tıp hizmetlerini aramasını istemeli veya kendin aralıdırlar.
Sağlık Çalışanları İçin:
- Yanıtın değerlendirmesinde yanıt olmayan hastayı sırtüstü yatırmalı.
- Nabızı Karotisten (boyun atar damarından) nabız kontrolü yapmalıdır. Nabız yoksa veya olup olmadığı konusunda şüphe durumunda hemen 112’acil tıp sistemini aktive etmelidir.
3- 112’nin Aranması (Acil Tıp Sistemi (ATS) Aktivasyonu)
Halktan kurtarıcılar İçin: Hasta cevapsız ise Ülkemizde 112 acil cevap sistemi numarası aranarak acil tıp sistemi aktive edilir.
- Mümkünse kurtarıcı hasta ile kalmaya devam eder.
- Acil sağlık hizmetleriyle konuşurken KPR’ye başlayabilmek için aramayı HOPARLÖRE alır.
- 112′ aranır ve 112’yi arayan kişi hasta ve olay hakkında münkünse detaylı bilgi verir;
- Olay yeri (yer adı, numarası, cadde ismi, vs.)
- Görünmüyor ise arama yapılan telefon numarası
- Ne olduğu; kalp krizi, araç kazası, vs.
- Yardıma ihtiyacı olan kişi sayısı
- Hastaların durumu
- Hastaya hangi yardımı uyguladınız (KPR veya Defibrilatör kullanma)
- Diğer bilgiler.
4- OED – CPR’a Başlanması
C: Göğüs Basısı ; Dolaşım
1- Hastanın yanında diz çökülmeli.
Halktan kurtarıcılar kurban (hasta) hareket edene kadar, defibrilatör (şok aleti) aleti gelene kadar veya sağlık çalışanları olay yerine gelene kadar kesintisiz olarak göğüs masajlarına devam etmeli ve nabız kontrolü yapmamalıdırlar. Eğer 2 kurtarıcı varsa kurtarıcılardan biri göğüs masajı yaparken diğer kurtarıcı hastayı solutma işini üstlenir ve her 2 dakikada bir göğüs masajının kalitesi açısından masaj yapan ile solunum işini yapan kişi yer değiştirmelidir. Ayrıca masaj yapan daha erken yoruluyor ise daha erken değişim yapabilirler.
Sağlık personeli tarafından ileri hava yolu geçilmiş ise (entübasyon veya LMA vb) bu kez masaj ve solutmanın senkron 30:2 (düzenli bir aralıkta) olmasına gerek kalmaz dakikada 100-120 masaj yapılırken hasta dakikada 6 saniyede bir yani 8–10 kez ambu ile solutulur.
CPR sırasında hastanın geri dönüşümü, dolaşım bulguları (ROSC) gözlenir ise (hissedilen nabzı var) fakat solunumunun desteklenmesi gerekiyorsa, dakikada 10–12 (5–6 saniyede bir) kurtarıcı soluk verilmeye devam edilir. CPR sırasında 2 dakikada bir (5 siklus sonrası) veya hasta bazı iyileşme belirtileri gösteriyorsa) nabız kontrolü veya dolaşım bulguları değerlendirilmelidir. Nabız kontrolü sırasında da 10 saniyeden daha fazla zaman harcanmamalıdır.
A: Havayolu
Hastanın havayolu açıklığı baş geri – çene kaldırma manevrası (HEAD TILT CHIN LIFT) veya çene itme manevrası (JAW THRUST) ile sağlanır.
B: Solunum
Teknik:
- Kurtarıcı soluk vermek için bir elinizi (sol elini kullananlar için sağ el) hastanın alnına yerleştirin ve hava yolunu açık tutun ve aynı elin baş ve işaret parmağınızla hastanın burnunu sıkın.
- Normal derinlikte bir nefes aldıktan sonra ve hava kaçağına izin vermeyecek şekilde hastanın ağız çevresine dudaklarınızı yerleştirin.
- Normal bir nefes alışı gibi 1 saniye kadar hastanın ağzına duraksamadan üfleyin, bu sırada göğüs hareketlerinden emin olun.
- Arkasından başın eğik, çenenin kalkık pozisyonunu koruyarak ağzınızı hastadan uzaklaştırın ve hava çıkışı sırasında göğsün inmesini izleyin.
- Yine normal bir nefes al ve toplamda iki kurtarıcı soluğu vermek için tekrar hastanın ağzına üfleyin.
- Etkili kurtarıcı soluk uygulaması bu şekildedir.
- Sağlık çalışanları ambu ile hastayı solutmalı. Her ambulalama sonrasında göğüsün hareketlerinden emin olmalıdır.
- Kurtarılar soluk verirken başarılı değilse yani yarım kaldı veya tam yapamadılar ise, hastanın başına tekrar pozisyon verilir ve kurtarıcı soluk tekrar verilir.. Unutmayınız ki uygunsuz çene ve baş pozisyonu, solutma zorluğunun en sık sebebidir.
Özetle: Kurtarıcı soluğu bir saniyede verin ve her solukla hastanın göğüs hareketlerinden emin olun. Her biri bir saniyede olacak şekilde 2 kurtarıcı soluk verin. Kurtarıcı soluk uygulandığında, her soluk ile hastanın göğsü yeterli şişmelidir. Solunumu olmayan hastada 2 kurtarıcı soluk verildikten sonra kurtarıcılar göğüs kompresyonuna 30:2 (30 göğüs masajı 2 soluk verme) şeklinde devam etmelidirler. Ağızdan ağza solunum için kurtarıcılar ellerinde varsa ve bu konuda tecrübe sahibi iseler bariyer aletleri (yüz maskesi vb.) kullanılabilirler.
Yalnızca Göğüs Masajlı CPR
- https://www.cprguidelines.eu/
- https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/CIR.0000000000000918
- https://www.acilcalisanlari.com/yetiskin-temel-yasam-destegi-akil-karti-erc-2021.html
- https://www.acilcalisanlari.com/acil-kardiyovaskuler-bakim-kilavuzu-erc-2021.html
- https://www.acilcalisanlari.com/aha-kardiyopulmoner-resusitasyon-ve-acil-kardiyovaskuler-bakim-kilavuzu-2020.html
- https://cardiovascularacademy.com/menu/34/eriskinlerde-kardiyopulmoner-resusitasyon-cpr-veya-temel-yasam-destegi-tyd
- https://www.acilcalisanlari.com/atls-10-bakis-travmada-guncellemeler.html
- https://www.acilcalisanlari.com/oral-airway.html
- https://www.acilcalisanlari.com/yetiskin-temel-yasam-destegi-akil-karti-erc-2021.html
- https://tkd.org.tr/ileri-kardiyak-yasam-destegi-kursu/sayfa/tyd
- https://cprguidelines.eu/
- https://www.australiawidefirstaid.com.au/resources/cpr-guide-adults