Erizipel, genellikle grup A streptokokların neden olduğu derinin dermis tabasını tutan, akut yüzeyel infeksiyonudur. Halk arasında “yılancık” adıylada bilinir. Nadiren grup C, G ve B streptokoklar ve Stafilokokkus aureus ve diğer mikroorganizmalar da etken olabilmektedir. Yaş olarak küçük çocuklar ve yaşlılarda daha fazla görülür. Lezyonlar sınırlı, kabarık ve sıklıkla alt ekstremiteleri etkileyen bir eritem alanı ile karakterizedir ve yüz en sık etkilenen ikinci bölgedir ve klasik yerleşim yeridir. Tanısı selülit ile örtüşebilir ve çoğu zaman kesin tanı konulamaz. Selülit sınırlar belirsiz ve daha yavaş gelişirken, erizipel daha iyi tanımlanmış sınırlara ve daha hızlı gelişime sahiptir. Erizipeller ciddi olabilir ancak nadiren ölümcül olabilir. Antibiyotiklere hızlı ve olumlu yanıt verir. Lokal komplikasyonlar sistemik komplikasyonlardan daha sık görülür.
Etkenin giriş yeri deri bütünlüğünün bozulduğu küçük bir sıyrık, erozyon, fissür, kronik ülser, cerrahi girişim alanı ya da bir dermatoz bölgesi olabilir. Etkilenen bölge, parlak eritemli, ödemli, sert, hassas ve sıcaktır. Ek olarak yüz erizipelleri, nazofarenks pasajında yeni bir enfeksiyondan kaynaklanabilir.
Erizipel her yaştan, ırktan ve cinsiyetten insanı etkileyebilir. Bazı araştırmalar erizipellerin kadınlarda daha yaygın olduğunu göstermiştir. Erizipel insidansı, antibiyotiklerin geliştirilmesi ve sanitasyonun iyileştirilmesinden bu yana azalmıştır. Erizipeller tüm yaş gruplarını etkileyebilir, ancak en çok çocuk ve aşırı yaşlarda görülür.
Enfeksiyon kaynağı genellikle streptokokladır. Yüz enfeksiyonlarının çoğu Grup A streptokoklardan kaynaklanırken, A grubu olmayan streptokoklar daha çok alt ekstremiteyi tutar. Yenidoğanlarda, Grup B streptokok doğum sonrası erizipellerin önde gelen nedenidir.
- Diabet
- Sigara ve Alkol kullanımı
- Hepatik ve renal yetmezlik
- Kalp Yetmezliği
- Obezite
- Bypass için safen venin çıkarılması
- Lenfatik ödem (ana risk faktörü)
- Lenfatik tıkanıklık
- Arteryo-venöz fistüller
- Ameliyat sonrası durum (örneğin mastektomi)
- Malignite
- İmmünsupresyon
gibi kolaylaştırıcı faktörlerin varlığında daha sık oluşur.
Hastalığın tanımlandığı ilk yıllarda bilinen klasik yerleşim bölgesi yüz (kelebek benzeri hiperemi) iken sonraki yıllarda yapılan çalışmalarda erizipelin en sık görüldüğü yerleşim bölgesi alt ekstremite olarak bildirilmektedir. Modern toplumlarda yüzün kozmetik öneminin artmasının yanı sıra temizlik alışkanlıklarındaki iyileşmenin bu bölgede erizipel sıklığında da azalmaya neden olduğu ileri sürülmektedir.
Akut başlangıçlı bir bakteriyel enfeksiyon olan erizel bölgesel olarak;
- Eritem
- Ödem
- Dokuda sertleşme
- Ağrı
- Dokuda sıcaklık artışı
sebep olur. Hastalar yakın zamanda herhangi bir cilt travması veya farenjit açısından sorgulanmalıdır. Genellikle hastalar cilt lezyonunun başlangıcından 48 saat önce halsizlik, ateş ve titreme gibi sistemik semptomlar yaşarlar. Erizipelde, kabarık kenarlarla keskin bir şekilde sınırlandırılmış bir cilt eritem alanı olarak ortaya çıkar. Erizipel titreme ve ateş gibi akut sistemik bulgular ile kendini gösterirken selülit daha yavaş seyirli olarak birkaç günde klinik verir. Çoğu zaman hastalar eritemli bölgede yanma, hassasiyet ve kaşıntıdan şikayet ederler. Şiddetli vakalarda hastalık veziküller, büller ve hatta belirgin nekroz ile ortaya çıkabilir.
Enflamasyonun yeri çok önemlidir. Alt ekstremite erizipellerinde parmak aralarının fissür, pullanma veya maserasyon açısından incelenmesi önerilir. Eklemi tutan kızarıklık ve şişlik görülür ise septik artrit gibi diğer daha ciddi hastalık süreçleri için şüphe uyandırmalıdır.
Amerika Enfeksiyon Hastalıkları Topluluğu (IDSA) 2014 yılında Deri ve Yumuşak Doku Enfeksiyonlarının Teşhisi ve Tedavisine İlişkin Uygulama Yönergeleri kılavuzda sellülitleri Pürülan İnfeksiyonlar ve Pürülan Olmayan İnfeksiyonlar olarak kısma ayırdı.
Pürülan olmayan deri ve yumuşak doku enfeksiyonlar
- Hafif enfeksiyon: Pürülan odak olmadan tipik selülit / erizipel.
- Orta enfeksiyon: Sistemik enfeksiyon belirtileri gösteren tipik selülit / erizipeller.
- Şiddetli enfeksiyon: Ağızdan antibiyotik tedavisi başarısız olan veya sistemik enfeksiyon bulguları olan veya immün sistemi baskılanmış olanlar veya bül, ciltde soyulma, hipotansiyon, organ yetmezliği bulguları olan hastalar.
Pürülan deri ve yumuşak doku enfeksiyonları
- Hafif enfeksiyon: Pürülan deri ve yuşak doku enfeksiyonları için, kesi ve drenaj endikedir.
- Orta enfeksiyon: Hastalar da pürülan enfeksiyon bulguları ile birlikte sistemik enfeksiyon bulguları
- Şiddetli enfeksiyon: İnsizyon ve drenaj artı oral antibiyotik veya bu antibiyotiklerin başarısız olduğu hastalar
Ateş> 38 ° C, taşikardi (> 90 /dk), taşipne (> 24/dk ) veya anormal lökosit(>12 000 veya <400 hücre / μL) veya bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar.
2014 IDSA önerilerine buradan erişebilirsiniz.
Erizipel tanısı için herhangi bir laboratuvar çalışmasına gerek yoktur. Tanı klinik olarak konulur.
Hastalardan rutin olarak hemogram , biyokimya, CRP istenir. Ama Erizipel tanısı için herhangi bir laboratuvar çalışmasına gerek yoktur ve tedavi planını değiştirmeyecektir. Kan kültürlerinin rutin alınması önerilmez; ancak, bağışıklığı baskılanmış, kliniği kötü görünen hastalarda istenir. Ayrıca intravenöz uyuşturucu bağımlısı olabilecek hastalarda, protez kalp kapağı olan hastalarda ve diğer intravasküler cihazları olan hastalarda kapsamlı tetkikler istenir.
- Sellülit
- Herpes zoster enfeksiyonları
- Kontakt dermatit
- Dev ürtiker (ateş ve kaşıntı olmaz)
- Lyme hastalığının kutanöz lezyonu eritema kronikum migrans (ağrısız ve yavaş
ilerleyen bir lezyondur) - Diffüz enflamatuvar karsinomlar
Deri ve yumuşak doku infeksiyonları, hafif bir infeksiyondan yaşamı tehdit eden ciddi nekrotizan infeksiyonlara kadar çok geniş klinik spektrumda yer almaktadır. Hastaların yaşadığı coğrafi bölge, seyahat öyküsü, travma varlığı, hayvan teması, ameliyat öyküsü,
bağışıklık sisteminin durumu, hem klinik tablonun hem de tanı ve tedavi şemasının belirlenmesinde son derece önemlidir.
Erizipelden şüphelenildiğinde il olarak streptokoklara karşı antibiyotik başlanmalıdır. Penisilin, monoterapi olarak, erizipellerin tedavisinde kullanılan birinci basamak antibiyotik olmaya devam etmektedir. Erizipelli hastaların çoğu oral antibiyotiklerle eve taburcu edilebilir. Önerilen antibiyotik tedavisi süresi 5 gündür, ancak enfeksiyon düzelmezse süre 10 güne kadar uzatılabilir. Nekrotizan enfeksiyon endişesi olan, bağışıklığı baskılanmış, ilaç ve takip uyumsuzluğu olan ve ayakta tedavisi başarısız olan hastalarda hastaneye yatış önerilir.
Hafif Erizipel
Hafif erizipel ile başvuran ve sistemik enfeksiyon belirtileri göstermeyen hastalar, streptokok türlerinin tedavisini hedefleyen antibiyotikler verilir. Oral antibiyotik tedavisinin süresi en az 5 gün olmalıdır. Pürülan olmayan selülitte hastalar 12 saatte bir 1 gr Amoksisilin + klavulanik asit (Bioment®) almalıdır. Beta-laktamaz inhibitörlerine karşı şiddetli alerjik reaksiyonları varsa, her 6 saatte bir 300 mg ila 450 mg klindamisin ile tedavi edilir.
Orta Erizipel
Sistemik bulgularla birlikte sellülit ve erizipel var ise orta şiddetli enfeksiyon olarak değerlendirilir. Ampirik intravenöz tedavi başlanması gerekir. Hastaya intarvenöz
- Ampisilin/sulbaktam veya
- Sefazolin veya
- Klindamisin veya
- Seftriakson (*Baş- boyun bölgesinde infeksiyon)
başlanır. Gerekli ise kısa süreli hospitalizasyon sağlanır.
Ağır Erizipel
Sistemik bulgular gösteren (Ateş, hipotermi, taşikardi, hipotansiyon), şiddetli sepsis, septik şok kliniğindeki veya immunsuprese hastalar ağır hasta grubu orak kabul edilir ve hastaneye yatırılır. Ayrıca CRP (130 mg/L) ve kreatinin değeri yüksek, kan gazı bozulmuş hastalar hastaneye yatırılmalıdır.
Parenteral antibiyotikler için hastaneye yatış gerektiren bağışıklığı baskılanmış hastalarda, vankomisin artı piperasilin – tazobaktam veya bir karbapenem ile geniş spektrumlu antimikrobiyal kapsama gerekli olabilir. Amprik olrak bu tedavi başladıktan sonra kültür antibiyogram sonuçlarına göre tedavi yönlendirilir.
Genel olarak, erizipellerin prognozu iyidir ve ayakta tedavi ortamında yönetilebilir. Oral antibiyotiklere iyi yanıt verir. Bununla birlikte, bağışıklığı baskılanmış ve ilaca uyumu zayıf olanlarda ekstra dikkatli olunmalıdır. Bağışıklığı baskılanmış olanları, bebekleri ve yaşlıları etkileyen ciddi vakalarda intravenöz antibiyotikler için hastaneye yatış önerilir. Psikolojik veya sosyal nedenlere bağlı olarak büyük olasılıkla talimatlara uymayacak veya antibiyotik tedavisini tamamlamayacak kişiler için de yakın takip ve gözlem önerilir. Lokal nüks hastaların %5-20’sinde rapor edilir ve yara izine yol açabilir.
Erizipel komplikasyonları ciddi olabilir ancak nadiren ölümcül olabilir.
- Abse oluşumu
- Kızıl
- Pnömoni
- Menjit
- Deri nekroru
- Hemorajik purpura
- Büllöz oluşum
Daha fazla reçete bilgisini buradan ulaşabilirsiniz.
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK532247/#:~:text=Erysipelas%20is%20a%20skin%20infection,second%20most%20commonly%20affected%20site.
- https://jag.journalagent.com/turkderm/pdfs/TURKDERM_38_2_116_119.pdf
- https://www.klimikdergisi.org/wp-content/uploads/2021/01/deri-ve-yumusak-doku-infeksiyonlari-tani-ve-tedavi.pdf
- Stevens DL, Bisno AL, Chambers HF, et al. Practice guidelines for the diagnosis and management of skin and soft tissue infections: 2014 update by the Infectious Diseases Society of America. Clin Infect Dis. 2014;59(2):10-52. doi: 10.1093/cid/ciu444.