Soğuk Algınlığı (Nezle) Acil Yaklaşım

0
1224

Soğuk algınlığı; “nezle”, “üşütme”, “common cold” ya da “coryza” olarak adlandırılan viral kaynaklı üst solunum yolları enfeksiyonudur. Birçok virüse bağlı olabilmekle beraber %50’sinde etken rinovirüstür. Ayrıca İnsanlarda en sık görülen enfeksiyondur. Akut nazofarenjit ya da akut rinofarenjit soğuk algınlığının tıbbi terminolojideki karşılığıdır. Sık görülen semptomlar; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı ve kırgınlıktır, ateşsiz olabilir ya da hafif ateş ile seyredebilir. Birçok virüse bağlı olabilmekle beraber %30-50’sinde etken rinovirüstür. Bulaş esas olarak insandan insana olmakla beraber kontamine sekresyonların el ya da solunum yolu ile yayılımı ile de olabilir. Yılın her döneminde olabilmektedir fakat en sık sonbahar ve kış mevsiminde görülür. Kuluçka süresi 1-3 gündür, 7 güne kadar uzayabilir. Tedavide esas olan destek tedavisidir.

blank

Soğuk algınlığı üst solunum yollarının burun, boğaz, gözler ve östaki borusunun önce sulu, ardından pürülan akıntıyla kendini belli eden ve birkaç virüsten (rinovirüs veya adenovirüs olarak) herhangi birinin neden olduğu, akut bir hastalığı” olarak tanımlanmaktadır. Soğuk algınlığı tıpta “üst solunum yolu enfeksiyonu”, “akut nazofarenjit” veya “akut rinofarenjit” olarak adlandırdığımız hastalıktır. ICD-10 kodlarında “J06.9 Akut Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu” bu enfeksiyon durumunu en kapsamlı şekilde karşılayan tanı kodudur.

blank

Soğuk algınlığı virüslerin neden olduğu kendini sınırlayan üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Soğuk algınlığının etiyolojisinde yer alan virüsler en sık %30-50 oranda rinovirüslerdir. Koronavirüs (%10-15) ve inlüenza virüsler (%5-10) diğer en sık etken olan virüslerdir. blank

Soğuk algınlığının en sık etkenleri;

  • Rinovirüs
  • Koronavirüsler
  • İnflüenza virüsleri
  • Parainflüenzaleri
  • Respiratuar sinsityal virüs
  • Adenovirüs
  • Enterovirüsler (echovirüs ve coksakivirüs)

Rinovirus, adenovirus, enterovirusların etken olduğu soğuk algınlığında hastalığı geçirme sonrası immünite gelişir; fakat birçok serotipin neden olabilmesi nedeniyle yeterli koruma sağlanmaz. RSV, parainfluenza, coronavirusa bağlı sekonder immünite gelişmez. Re-enfeksiyonlarda aynı etken ile enfeksiyon söz konusu ise hastalık genelde daha hafif ve kısa sürelidir.

blank

Soğuk algınlığı yılın her mevsiminde görülebilmekle beraber sonbahar ve kış mevsimlerinde daha sık görülmektedir. Aylara göre daha sık görülen etkenlerde de değişiklikler gözlenir. Kuzey yarımkürede, yılın ilk epidemisi Eylül ayında rinovirusa bağlı enfeksiyonlardaki artış ile başlar, bunu Ekim ve Kasım aylarında parainfluenza enfeksiyonlarındaki artış izler. Kış aylarında RSV, influenza ve coronavirus artışı izlenirken, adenovirusa bağlı soğuk algınlığı düşük oranda tüm yıl boyunca etken olabilir. Enteroviruslara bağlı soğuk algınlığı da
tüm yıl boyunca olabilir fakat daha çok yaz mevsiminde görülür. Rinovirusa bağlı soğuk algınlığı Mart ve Nisan aylarında hafif artış göstererek yıllık epidemisini tamamlar.

blank

Soğuk algınlığının insidansını belirleyen ana faktör virülansdır. Küçük çocuklarda yılda 6-8 kez soğuk algınlığı gözlenebilirken, adelosan ve erişkinlerde ortalama sayısı yılda 2-3 keze düşebilir. İnsidansı belirleyen esas faktör; virusa maruziyettir. Toplu faaliyetlerin arttığı ortamlarda ve dönemlerde kreş, okul gibi soğuk algınlığı insidansı 2 kat artar. Bir yaşın altında gündüz bakımevinde kalan çocuklarda hastalık geçirme oranı evde bakılan çocuklardan %50 oranında daha fazladır. Bakımevinde geçirilen sürenin uzun olması hastalık riskini daha da artırır. Gündüz bakımevinde kalan, 1-3 yaş arası çocuklarda da hastalık insidansı daha yüksektir. İlkokula başlamayla beraber gündüz bakımevine gitmiş olan çocuklarda soğuk algınlığı geçirme oranı gitmeyen çocuklara göre daha azdır.  Etken virüsün özelliğine göre kısa süreli bağışıklık gelişebilir fakat zarflı yapıda bu virüslerin hızla değişen suşları reenfeksiyon riskini arttırır.

blank

Bulaş en sık kontamine ellerle mukozaya temas ile olur. Öksürük ya da hapşırık ile havaya yayılan mikro ve makroaerosollerin inhalasyonu ile de bulaş riski mevcuttur fakat daha az olasıdır. Etkenine göre farklı virülanslar olmasına rağmen kontamine ellerle bulaş en sıktır.

Etkenin solunum yolu epiteli kontaminasyonunun ardından epitel hücrelerin harabiyeti ile özellikle IL-8 gibi sitokinlerin salınımı ile mukoza epiteline polimorfonükleer hücrelerin infiltrasyonu tetiklenir, mukosiliyer aktivite azalır. Bu dönem burun tıkanıklığı ve seröz burun akıntısının olduğu dönemdir. Lökosit sayısının artması ve enzim aktivitelerinin değişmesi ile seröz akıntı yeşil pürülan akıntıya döner. Rinovirüs enfeksiyonunda nazal mukozada bradikinin salınımı artar, histamin seviyesi değişmez; bu nedenle rinovirüs enfeksiyonunda antihistaminikler yararsız kalabilirler. Epitel hücrelerin lokal yanıtları kan damarlarında ve salgılarda olan artışla burun akıntısı, hapşırık, öksürük gibi semptomları oluştururken epitel hücrelerden salınan inflamatuvar sitokinlerin sistemik dolaşıma geçmesiyle vücut sıcaklığı artışı, baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık gibi semptomlar oluşur.

blank

Soğuk algınlığında semptomlar; etkene ve hastanın yaşına göre değişir. Semptomlar genellikle başlangıçtan 2-3 gün sonra pik seviyeye ulaşır. 7-10 gün süren semptomlar hafifleyerek geriler.  Virüsün saçılımı ise semptomların başlaması ile başlar ve semptomların azalmasıyla birlikte geriler. Semptomların gerilemesi bazen 2 haftaya kadar uzayabilir. Genel semptomlar;

  • Burun akıntısı
  • Burun tıkanıklığı
  • Gözlerde kızarıklık ve akıntı
  • Hapşırık
  • Boğaz ağrısı
  • Öksürük
  • Baş ağrısı
  • Kırgınlık

başlıca semptomlarıdır.

blank

Hastaların şikayetleri ani başlangıçlıdır. Ek olarak hastaların ateşi olabilir ya da subfebril ateşle seyredebilirler.

Bebeklerde; ateş yüksekliği (38-39°C) büyük çocuklar ve adolesanlardan daha sıktır. Bebeklerde ve küçük çocuklarda; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık, halsizlik, boğaz ağrısı, başağrısı, postnazal akıntı, huzursuzluk, öksürük, beslenme ve uyku bozuklukları görülebilir.

Büyük çocuklarda ve yetişkinlerde ilk semptom genelde boğazda yanma ya da boğaz ağrısıdır, bunu burun tıkanıklığı ve seröz burun akıntısı izler. Ayrıca halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, düşük derecede ateş, baş ağrısı, burunda kaşıntı hissi olabilir. Boğaz ağrısı genelde çabuk geriler, 2-3 gün içinde nazal semptomlar belirginleşir. Başlangıçta seröz olan burun akıntısı 1-3 gün içinde koyulaşır, pürülan hal alabilir. Burun akıntısının devam etmesi burun etrafında ekskoriasyona sebep olabilir. Burun tıkanıklığının devam etmesi ağızdan nefes almaya, boğazda kuruluk ve yanmaya neden olur. Öksürük; soğuk algınlığının üçte ikisinde görülür ve nazal semptomlar ile başlar, bazen 1-2 haftaya kadar sürebilir.  Çocuklarda semptomların gerilemesine rağmen öksürük 3-44 hafta kadar sürebilir.

Soğuk algınlığında görülebilecek diğer semptom ve bulgular; ses kısıklığı, ön servikal lenfadenopati, gözlerde sulanmadır, kusma ve ishal nadir de olsa görülebilir. Semptomlar genelde bir haftada gerilerken, %10 hastada 2 haftaya uzayabilir.
İnfluenza, human metapneumovirus, RSV, adenovirusa bağlı soğuk algınlığında ateş ve konstitüsyonel semptomlar rinovirus ve coronavirusa göre daha sıktır.

blankSoğuk algınlığında fizik muayene bulguları üst solunum sistemine aittir. Nazal sekresyonda artış belirgindir. Burun akıntısının kıvamında ve rengindeki değişiklik sinüzit gelişimi veya bakteriyel süper-enfeksiyon gelişimini göstermez, polimorfonükleer hücre göçünü gösterir.
Nazal mukozada ödem ve hiperemi, orofarenkste hiperemi ve seröz postnazal akıntı saptanabilir. Orta kulak basınç değişiklikleri, komplike olmayan soğuk algınlığında sıktır. Özelliklerde çocuklarda öztaki disfonksiyonuna bağlı kulak zarında hiperemi ve bombeleşme gibi otitis media bulguları görülebilir.

blank

Tanı öykü ve fizik muayene ile konulur. Rutin laboratuvar testlerinin yararı yoktur. Nazal sürüntü ile alınacak PCR etiyolojiyi belirlemede faydalı olabilir. Viral kültür ya da hızlı antijen testi ile virüs saptanabilir, fakat klinik kullanımı pratik ve maliyet-etkin değildir.

blank

  • Alerjik, vazomotor rinit
  • Nazal yabancı cisim varlığı
  • Akut bakteriyel sinüzit
  • Akut bakteriyel farenjit/tonsillit
  • Nazal yabancı cisim
  • Boğmaca

blank

Tedavi üç hedef çevresinde şekillenir.

  • Sağlıklı bireylerin bağışıklık sistemine destek verme
  • Hastalık yapıcı patojen ile antiviraller aracılığı ile savaşma
  • Hastalarda semptomların düzelmesine yönelik semptomatik tedavi

Sağlıklı Bireylerin Bağışıklık Sistemlerini Güçlendirme

Bu çerçevede olan yaklaşımlar sağlıklı yaşam ile şekillendirilen hayat standartlarının kişinin immün sistemine olan faydasından öteye geçmemektedir. Düzenli uyku alışkanlığı ve egzersiz sağlıklı beslenme koşulları epitel dokusunda yer alan hücrelerin sağlığı açısından önemli faktörlerdir. Sağlıklı epitel dokuda, solunum yolu enfeksiyonunda rol alan viral patojenlerin yerleşmesi ve proliferasyonu daha güçtür.

Bağışıklık sistemini destekleyen ve güçlendiren vitaminler, minareller, probiyotikler ve bitkisel ekstreler ile ilgili oldukça fazla sayıda çalışma olmasına rağmen bilimsel olarak kanıtlanmış bir fayda bulunamamıştır. Bu takviyeler ve tavsiyeler toplumda oldukça yaygın olsa da soğuk algınlığına karşı korunmada fayda sağlamaları oldukça tartışmalıdır.

Aşılar ile ilgili oldukça fazla çalışma vardır. Soğuk algınlığı birçok farklı virüsün neden olabildiği bir sendromdur. Bu yüzden aşı çalışmaları epidemilere neden olan salgınlarda gündeme gelmektedir. Daha önce RSV ve Corona virüse karşı aşı çalışmaları yapılmış ve günümüzde halen belirli antijenlerine karşı aşılaması mevcuttur.

Antiviraller

Antiviraller semptomların başlangıcından önce başlanıldığında viral replikasyonu azaltmada ve hastalığı önlemede etkilidirler fakat semptomlar ortaya çıktıktan sonra etkinlikleri kısıtlıdır. Etkenin kesin olarak saptanması ve ilk 48 saat içerisinde tanı konulmasının gecikmesi antiviral kullanım oranını azaltmaktadır. En sık karşılaşılan etkenlere yönelik antiviraller değerlendirildiğinde İnflüenza için oral oseltamivir (Tamiflu®) ya da zanamivir (Relenza®); RSV parainflüenza için nazal ribavirin kullanımı ilk 48 saat içinde virüsün solunum epiteli hücrelerinde yayılmasını önleyebilir.

Semptomatik Tedavi Önerileri

  • Baş ağrısı, kas ağrıları, boğaz ağrısı ve ateş semtomları için öncelikle ibuprofen ve parasetamol kullanımı önerilir.
  • Burun tıkanıklığı için serum fizyolojik, oksimatazolin, ksilimetazolin nazal formları ve fenilefrin, psödoefedrin oral kullanımı önerilir.
  • Burun akıntısı ve hapşırık için difenhidramin, klorfniramin, doksilamin gibi antihistaminiklerin kullanımı önerilir.
  • Öksürük için dekstrometorfan, difenhidramin gibi antitusif özellikli ilaçların kullanılması önerilir.
  • C vitamini içeren preparatların kullanılmasının semptomatik tedavide fayda sağladığı gözlenmiştir.
  • Hastanın oral ve nazal sekresyonunun artması göz önüne alarak günlük alınan sıvı miktarının arttırılması önerilir.

blank

blank

Daha fazla reçete bilgisine buradan erişebilirsiniz.

blank

  • https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/415242
  • https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/770502
  • https://www.smyrnatipdergisi.com/dosyalar_upload/belgeler/Grip-nezle1467820609.pdf
  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC10324571/
  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7202474/
  • https://jammi.utpjournals.press/doi/10.3138/jammi.2019.02.08#_i12
  • https://www.publichealthontario.ca/-/media/documents/q/2019/qa-antiviral-medication-influenza.pdf?la=en

blank

Akut Tonsillofarenjit

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen isminizi buraya giriniz