Saldırgan hastaya müdahale, polis veya jandarma ekibi ile birlikte yapılmalıdır. Saldırgan hastanın bulunduğu ortama kesinlikle tek başına girilmemeli; eğer mümkünse, ortamda bulunabilecek silah, bıçak, sopa gibi tehlikeli nesnelerin varlığı iyice gözlenmelidir. Hastane öncesi saldırgan hasta transportunda karşılaşılan en büyük problem bazı kolluk kuvveti mensuplarının yetkileri olmadığını düşünerek nakil esnasında eşlik etmek istememeleridir.
Ancak, ruhsal problemleri olan hastaların sevklerinde, 25.04.1938 tarih ve 3890 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Polis Vazife ve Salahiyet Nizamnâmesi’nin 24. maddesinde ‘’Sevklerine lüzum görülen delilerin başkalarına saldırmaları ihtimali mevcut ise bu takdirde sevk işinden mesul olmamak ve yalnız saldırmaya mani olmak üzere sevk işi polis refakatinde yapılır.’’ ibaresi yer almaktadır. Ayrıca, 17.12.1983 tarih ve 18254 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği’nin 52. Maddesinde “Sevkleri gerekli görülen delilerin başkalarına saldırma ihtimali varsa, sevkten sorumlu olmamak ve yalnızca saldırıya engel olmak görevi; polis teşkilatı olmayan yerlerde jandarma iç güvenlik makamlarınca yerine getirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, ruhsal bozukluğu olan ve başkalarına saldırma ihtimali bulunan hastaların sevklerinde, polis teşkilatının yetkili olduğu yerlerde polis; jandarma teşkilatının yetki sahasında olan yerlerde jandarma desteği, sevk iş ve işlemlerinden sorumlu olmamaları ve sadece hastaya ve sevk sırasında görevli olan sağlık personeline refakat etmeleri şartıyla alınabilir.
TAŞIMA SIRASINDA GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Saldırgan hastanın taşınmasında esas olan, hastanın kendine, personele ve diğer kişilere zarar vermesinin engellenmesidir. Hastanın fiziksel olarak sabitlemesi için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Mümkün olduğunca tespit işleminden kaçınılmalı, çünkü bu daha fazla saldırganlık ve ajitasyona neden olabilir. Fiziksel tespitin, hayati riskler olan rabdomyoliz, hipertermi, ani ölüm gibi durumlara neden olabileceği akılda tutulmalıdır. Hastanın kendisine ve çevresine ciddi zarar verebileceği zaruri durumlarda geçici tespit gerekiyorsa en zararla en iyi tespitin sağlandığı yöntem tercih edilmelidir.
Genelde tespit için 5 kişi gereklidir (polisten yardım), ve tespit sonrasında dikkatli gözlem yapılmalıdır. Kolluk kuvveti olmadan ve yeterli sayıda personel sayısına ulaşmadan fiziksel tespit işleminin yapılması, oldukça tehlikelidir. Unutulmamalıdır ki hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinde gerçekleştirilen her türlü müdahalede, öncelik her zaman sağlık personelinin ve hastanın güvenliğidir. ‘Kendi Can Güvenliğimizin Sağlanması’ ilk ilkedir ve bu nedenle herhangi bir risk durumunda, öncelikle bu ilkeye uygun davranılmalıdır. Ek olarak, ekip içindeki tüm bireylerin riskleri değerlendirmesi ve uygun güvenlik protokollerini takip etmesi önemlidir.
Saldırgan hastayı zararsız hale getirmek için omurga tahtası ve faraş sedye birlikte kullanılabilir. Hasta omurga tahtasına alınır ve faraş sedye, hastanın üzerine ters bir şekilde yerleştirilir (sandviç tekniği). Sedyenin ayakucu, hastanın yüz kısmına gelmelidir. Hastanın yüzü, sedyeden zarar görmemesi için çarşaf, havlu vb. ile desteklenmelidir. Hasta emniyet kemerleri bağlanır.
SEDASYON PROTOKOLÜ
Sedasyon için ilk seçenek benzodiazepinlerdir. Diazepam 10 mg PO (oral yolla), gerekiyorsa 30 dakika sonra tekrar veya 2,5-5 mg IV (intravenöz) uygulanmalıdır. Midazolam 5-10 mg PO, gerekiyorsa 30 dakika sonra tekrar veya 2-2,5 mg IM (intramusküler) veya IV ve gerekiyorsa 5-10 dakika sonra tekrar uygulanmalıdır.
Uyarıcı maddenin neden olduğu psikozda birinci seçenek antipsikotik ilaçlardır. İkinci nesil antipsikotikler ilk seçenektir (kanıt düzeyi B). 5 mg PO (oral yolla), gerekirse 60 dakika sonra tekrar veya 5-10 mg IM, gerekirse 5-10 dakika sonra tekrar uygulanmalıdır. Epileptik nöbetlerde görülebilir. Burada da benzodiazepinler ilk seçenektir. Antipsikotiklerin nöbet eşiğini düşürebileceği akılda tutulmalıdır.