Vertebral arter diseksiyonu (VAD), posterior iskemik inmeye yol açabilen, genel popülasyonda nadir görülen ancak hayatı tehdit eden bir akut serebrovasküler olaydır. Belirtileri ve bulguları belirsiz olabilir, bu da tanıyı zorlaştırır. Spontan diseksiyonlar bildirilmiş olsa da, genellikle bu potansiyel olarak tehlikeli durumu tetikleyen küçük travmalar mevcuttur. Çoğu zaman şiddetli travmadan ziyade hafif travma sonucu gelişir. Genellikle, boyun distorsiyonuna neden olan kiropraktik manipülasyon, boynun bükülmesi veya künt travma diseksiyona yol açabilir. Arterin diseksiyonu nihayetinde bir inmeye yol açabilir, bu ise genellikle akut diseksiyonu takiben günler sonra ortaya çıkar. Diseksiyon, beyin sapı ve beyinciği besleyen arterlerde kan akışını etkileyerek ciddi nörolojik belirtilere neden olabilir.
Diseksiyonun tanısında altın standart konvansiyonel kateter kraniyal anjiyografi olmasına rağmen, bilgisayarlı tomografi anjiyografi (BTA), kraniyal manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve manyetik rezonans anjiyografi (MRA) daha kolay ulaşılabilir ve uygulanabilir olmaları nedeniyle ilk aşamada tercih edilmektedir.
Vertebral Arter Anatomisi
- Segment 1: Subklavyan arterin ilk dalından başlayarak C5-C6 foraminlerine kadar uzanır.
- Segment 2: C5/C6’dan C2’ye kadar olan transvers foraminler içinde seyreder.
- Segment 3: C2 transvers foraminlerinden başlayarak tortüoz bir seyir izler, C1 etrafında döner ve ardından atlas ile oksiput arasında geçer. Bu segment, sinirler, kaslar ve atlanto-okcipital membranla çevrilidir.
- Segment 4: İntrakranial segmenttir; foramen magnum’dan dura materi delerek geçer ve medulla ile ponsun birleşim noktasına kadar uzanır; burada basilar arterle birleşir.
Spontan diseksiyonların çoğu, Segment 3’te meydana gelir ve bu genellikle Segment 4’ü de kapsayacak şekilde uzanabilir.
Vertebral arter diseksiyonunun, tüm iskemik inmelerin yaklaşık %2’sinin nedeni olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, orta yaşlı ve daha genç hastalarda (30-45 yaş arası) bu oranın %10 ile %25 arasında olduğu düşünülmektedir; bu da bu durumu etkileyen önemli bir nüfusu temsil etmektedir. Hem vertebral arter hem de karotid arter diseksiyonlarının birleşik insidansının 100,000’de 2.6 olduğu tahmin edilmektedir. Karotid arter diseksiyonları, vertebral arter diseksiyonlarından üç ila beş kat daha yaygındır. Kiropraktik uygulayıcıların, manipülasyon ile vertebral arter diseksiyonu arasındaki ilişkiyi ilişkiyi destekleyen şuan kanıt bulunmamaktadır.
Arteriyel anatominin üç katmanı vardır:
- intima (en içteki)
- Media (orta katman)
- Adventitia (en dış katman).
Diseksiyon, arter duvarının yapısal bütünlüğü bozulduğunda meydana gelir. İntimal yırtıklar, arteriyel kanın arter duvarının katmanları arasında diseksiyon yapmasına neden olur. Arter duvarındaki kan, hematom ve pıhtı oluşumunu tetikler. Ardından meydana gelen stenoz sonucu arteriyel kan akışındaki azalma, vertebral arter diseksiyonu belirtilerine ve nihayetinde inme yol açar. Vertebral arter diseksiyonu, hem ekstrakranial hem de intrakranial olabilir. Ekstrakranial diseksiyonlar genellikle atlas ve aksis yakınındaki distal ekstrakranial segmenti etkiler. İntrakranial diseksiyonlar genellikle subaraknoid kanama ile ilişkilidir ve çok daha kötü bir prognoza sahiptir. Hem ekstrakranial hem de intrakranial diseksiyonların nörolojik sonuçları, tromboemboli, hipoperfüzyon veya her ikisinin kombinasyonu nedeniyle serebral iskemiden kaynaklanabilir. Ancak, iskemik semptomların başlıca nedeni hipoperfüzyon değil, tromboemboli olarak kabul edilmektedir.
Tanı, öykü, fizik muayene, Manyetik rezonans (MR) veya anjiyografi ile konulur. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve BT anjiyografi genellikle ilk yapılan incelemelerdir. Acil serviste BT taraması, posterior fossa iskemisini veya subaraknoid kanamayı gösterebilir. Ayrıca, tıkanmış bir vertebral arter veya mural trombüsü de tespit edebilir. Ancak, BT anjiyografi düz kontrastsız BT taramasından üstündür ve mutlaka çekilmelidir. BTA, vasküler lümen düzensizliklerini veya arter duvarının kalınlaşmasını daha kolay tanımlar. Bu nedenle, BT anjiyografi acil serviste tercih edilen ilk test olmalıdır. Vasküler Dupleks ultrasonografi, hastaların %95’inde anormal akış gösterir, ancak diseksiyona özgü bulguları yalnızca hastaların %20’sinde saptar.
MR, intimal bir flap ve lümen trombozunu tespit edebilir. Bazen T1 ağırlıklı görüntülerde damar duvarının hiperintensitesi görülebilir ve bu durum patognomonik olarak kabul edilir.
Eğer MR ve BT taramaları herhangi bir patoloji ortaya çıkaramazsa, serebral anjiyogram gerekebilir.
Rutin kan testleri, PT, aPTT ve INR gibi koagülasyon profili içermelidir.
Eğer BT taraması kanamanın olmadığını gösterirse, antikoagülasyon tedavisine başlanabilir.
Acil serviste istenmesi gereken tetkikler:
- Hemogram
- Biyokimya
- INR
- Kranial BT
- Servikal ve Kranial BT anjiyografi
- Servikal omurga kırığı değerlendirmesi
- Servikal zorlanma
- Subaraknoid kanama
- Migren baş ağrısı
- İnme, kanama
- İnme, iskemik
- Gerilim tipi baş ağrısı
- Vertebrobaziler dolaşımı etkileyen vaskülit
- Vertebrobaziler aterotrombotik hastalık