Odontoid kırıkları genellikle yüksek enerjili travmalarla sonucunda oluşmaktadır. Günümüzde oldukça sık görülen servikal travmalar, hayat boyu süren sakatlıklara neden olabileceği için büyük önem taşımaktadır. Odontoid çıkıntı kraniyoservikal bileşkenin geniş hareket becerisi açısından önemli ve stabilitenin idamesi için de ayrı bir özellik taşımaktadır. Bu yüzden odontoid kırıkları servikal kırıklar içinde önemli bir yere sahiptir.Dens
Aksis (C2), kraniyoservikal bileşkenin geniş rotasyonel hareket aralığının sağlanabilmesi için özellikli bir anatomiye sahiptir. Diğer vertebra segmentlerinden farklı olarak gövdesinin üzerinde “odontoid çıkıntı” olarak adlandırılan önemli bir komponenti mevcuttur. Atlas (C1) ile kompleks bir bütün oluşturarak başın rotasyon hareketini sağlar. Bu nedenle, çok güçlü bağlar ile sabitlenmiştir. Güçlü ligamantöz desteği nedeni ile C2 kırıkları yüksek
enerjili travmalar sonucu ortaya çıkmaktadır. Genel olarak aksis kırıkları tüm servikal omurga kırıklarının yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. Odontoid kırıkları ise tüm servikal
kırıkların yaklaşık 1/5’ni oluşturmaktadır.
Çoğunluğu yüksek enerjili travmalarla oluşur ve sıklıkla zorlayıcı fleksiyon ve/veya ekstansiyon hareketleri sonucu oluşmaktadır. Odontoid kırıkları her yaş grubunda görülmekle birlikte; genç erişkinlerde erkek cinsiyet hakimiyeti göze çarpmaktadır. Oysa ileri yaş grubunda cinsiyetler arasında anlamlı farklılık yoktur.Yaşlı hasta grubunda osteoporoza bağlı olarak kemik kalitesinin azalmasına bağlı olarak düşük enerjili
travmalar da odontoid kırığı ile sonuçlanabilmektedir.
Odontoid kırıklarının, genellikle multi travmalı hastalarda görülmesi nedeniyle, diğer organ yaralanmalarının ön planda olduğu durumlarda ilk değerlendirme esnasında gözden
kaçabilir. Nörolojik defisiti olmayan hastalarda sorgulama dikkatli yapılmalı ve nörolojik muayeneye mutlaka fizik muayene de eklenmelidir.
Hastalarda rahatsız edici düzeyde olmayan boyun ağrısı olabilir ancak fizik muayenede, spinöz çıkıntılarda palpasyonla hassasiyet, paravertebral kas spazmı, tetrapleji gibi bulgular saptanabilir. Odontoid kırıklarında olguların yüksek dozda alkol ya da ilaç kullanmış olmaları, bilinçlerinin kapalı olması ya da kafa travması birlikteliğinin bulunması ile yaşamlarını yitirmeleri sık gözlenmektedir. Klinik semptomları silik olan olgularda sürekli sorgulayıcı bir yaklaşım gereklidir.
Olgulara vertebral kolonun orta hatta olduğu anteroposterior, ağız açıkodontoid ve lateral grafiler çekilmelidir. Ama direkt grafiler kolay uygulanabilen bir tercih olarak önerilse de nondeplase kırıklar rahatlıkla atlanabilir. Bu nedenle bilgisayarlı tomografi ve spinal manyetik rezonans görüntüleme incelemeleri yapılmalıdır.
Hasta beyin cerrahisine danışılmalıdır.
Tanı ve tedavi planlamasında sıklıkla kullanılan Anderson ve D’Alanso sınıflaması kullanılır. Kırık tipine göre konservatif ve cerrahi tedavi seçenekleri bulunmaktadır.
- http://norosirurji.dergisi.org/pdf/pdf_TND_1595.pdf
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/39228
- https://radiopaedia.org/articles/odontoid-fracture