Akrep sokması ciddi, hayatı tehdit edebilen acil bir durumdur ve özellikle çocukluk çağında ölümcül olabilir. Akrep sokmasına bağlı zehirlenme Afrika, Güney Hindistan, Orta Doğu, Meksika ve Güney Amerika gibi bölgelerdeki gelişmemiş toplumlarda önemli bir sağlık problemi olmakla beraber Ülkemizde de coğrafi konumu, iklim koşulları ve sosyoekonomik yapısı itibarı ile özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Dünyada bulunan 1,753 tür arasında 50 akrep türü zehirli, 20-25 tür ise öldürücüdür. Yılda 1,200,000 kişi akrepler tarafından sokulmakta ve 3,250 kişi ölmektedir. Bu rakam yılan ısırmasına bağlı ölümlerin on katıdır.
Akrep toksini, suda eriyen, antijenik yapıda, heterojen bir karışım olup; çeşitli oranlarda
- Nörotoksin
- Kardiyotoksin
- Hemolitik Toksin
- Nefrotoksin
- Fosfodiesteraz
- Glikozaminoglikan
- Fosfolipaz
- Hiyalüronidaz
- Histamin, Seratonin, Triptofan
- Sitokin
salgılayıcı maddeler içermektedir.
Zehirlenmenin klinik özellikleri akrebin türü, sokma sayısı, sokulan bölge, çocuğun yaşı, vücut ağırlığı ve sağlık durumu gibi pek çok parametreye bağlıdır.
Türkiye’de bugüne kadar Buthidae, Chacthidae, Scorpionidae ve Iuridae ailelerine ait 8 soy içinde 13 tür tespit edilmiştir. Bu türler en ölümcül iki akrep türü olan Leiurus abdullahbayrami (sarı) ve Androctonus crassicauda (siyah) Güney Doğu Anadolu bölgesinde, Mesobuthus gibbosus (Anadolu sarı akrebi), Euscorpius carpathicus, Iurus asiaticus türleride Akdeniz bölgesinde yaşamaktadır. Anadolu sarı akrebi Ege bölgesindeki akrep sokmalarının neredeyse tek sorumlusudur.
Akrep sokması sonucu etkilenen sisteme göre hafif ağrı ve kızarıklıktan ölüme kadar uzanan çok geniş yelpazede klinik görünüm olabilir. Ölüm genellikle solunum ve dolaşım yetmezliğine bağlıdır. Sokma yerinde;
- Ağrı
- Eritem
- Yanma Hissi
- Deri döküntüsü
- Karıncalanma Hissi
- Ödem
gibi lokal bulgular gelişebilir.
Ayrıca sistemik bulgular olarak aşırı katekolamin salgılanmasına bağlı “otonomik fırtına”, aşırı parasempatik aktivite, nörolojik sistem bulguları, akciğer ödemi, kalp yetersizliği, ciddi alerjik belirtiler, akut tübüler nekroz, yaygın damar içi pıhtılaşma ve mide-barsak sistemi tutulumu gibi çok ağır klinik tablolar ortaya çıkabilir.
- Taşikardi
- Takipne
- Bulantı-kusma
- Hipertansiyon – Hipotansiyon
- El ve ayaklarda soğukluk ve solukluk
- Ateş
- Huzursuzluk
- Bilinç Değişikliği
- Terleme
- İshal
- Solunum sekresyonunda artış
- İstemsiz kas kasılması
- Yanma
- Miyozis
- Bradikardi
- Ağız kuruluğu
- Siyanoz
Bu bilgiler doğrultusunda bizlerde sizlere kendi olgumuzu aktarmaya çalışacağız. Umarız bir gün bölgesel ortak tedavi protokolleri oluşur.
Olgu
5 yaşında erkek hasta, başvurudan yaklaşık 1 saat önce sağ ayak 4. parmak dorsalinden akrep sokması nedeniyle 112 aracılığıyla ilçe devlet hastanesinden getirildi. Hastanın anemmezinde evinin önünde botunu giyerken ayağından akrep sokması sonrasında bilinç durum değişikliği olduğu için ilçe devlet hastanesine görüldüğü anlaşıldı. Hastanın ilk değerlendirilmesinde genel durumu orta, ajite, GKS 12, O2 sat %95, tansiyon arteryel 110/80 mmHg, nabız 126 atım/dk, vücut sıcaklığı 36.5 C, pupiller dilate, cilt soluk, sürekli kusar tarzda öğürme, hipersalivasyon, her iki akciğeri doğal, kalp sesleri ritmik taşikardik, karın normal ve alt extremite muayesinde sağ ayak dorsalinde 1. metatarsal üstünde ciltte hiperemi mevcuttu. Alınan kan gazında hiperglisemi mevcuttu (Glukoz 312).
112 tarafından ilçe devlet hastanesinde dekort amp 1×1/2 İV, avil amp 1×1/2 İV yapıldığı beyan edildi. Gözlemlerinde genel durum bozukluğunun ve bilinç değişikliğinin kötüleşmesi nedeniyle hasta hastanemize sevk edilmiş.
Çekilen posterior anterior akciğer (PAAC) grafisi.
Akrep Sokması . Detaylı anlatım için link tıklayınız.
Acil servisde bilinç değişikliği ve hipersalivasyon olan hasta evre 3 kabul edildi. Aşırı salivasyonu olan hastaya önce 0.02 mg/kg dozdan atropin yapıldı. Sonrasında 1 vial akrep antivenomu yapıldı. Alfa bloker Prazosin (Minipress) olmadığı için Dokzasosin 0.05 mg/kg (Cardura) nazogastrik ile verildi. Takiplerinde bilinçi açılan, taşikardisi kırılan genel durumu daha iyi olan hasta takip ve tedavi amaçlı yoğun bakıma yatırıldı. Hasta 2 gün sonra şifa ile tabucu edildi.
Ölümcül olabilen bu olgularda akut dönemde yerinde ve zamanında yapılacak destek tedaviler (solunum desteği, pozitif inotroplar, alfa blokör ilaçlar, antivenom) komplikasyonları ve ölüm oranını azaltabilir. Tedavide kullanılan antivenomun ve diğer ilaçların kullanımı ve kesin endikasyonları hala tartışmalı olsada ilerleyen günlerde bu konuda yapılacak geniş çaplı çalışmaların bizlere yol gösterici olacağı düşünmekteyiz. Bunlara en iyi örnekleri İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan 23 olguluk analiz ve Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği tarafından yapılan 30 olguluk analiz olabilir. Hekim arkadaşlarımızın deneyimlerini bizlere aktardıkları için çok teşekkür ediyoruz.
- http://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_12107/69-75.pdf
- https://www.journalagent.com/scie/pdfs/KEAH-29292-CASE_REPORT-KARAKUS.pdf
- http://geneltip.org/upload/sayi/80/GTD-00734.pdf