Bu İçerik Sadece Aboneler İçindir
Söğüt ağacından keşfedildiği günden bu yana tıp dünyasında şaşkınlık yaratan, her geçen gün yeni bir hastalığa iyi geldiği belirlenen 108 yıllık Aspirin’in gerçek öyküsü tam 3 bin 500 yıl önceye kadar gitmektedir. Hipokrat bu ilacı ağrı ve ateş tedavisinde kullanmıştır. Hatta doğum sırasında ağrı yönetimi için ondan demlenen çaydan bile yararlanmıştır. Tıp tarihinde Alman Eczacı Felix Hoffman’ın 1987 yılında önce aspirini,11 gün sonra da eroini kimyasal olarak bulduğu kayıtlarda yer almaktadır.
Etki Başlangıcı: 5 – 10 dk.
Etki süresi: 4 – 6 saat
Yarılanma Ömrü (t½): 2 -3 sa. (düşük dozlarda), 15 – 30 sa. (yüksek dozlarda)
Antidot: Yok
Metabolizma: Karaciğer
Atılım: İdrar
Asetilsalisilik Asit (Aspirin®) 100 mg
Aspirin bir siklooksijenaz-1 (COX-1) inhibitörüdür. Siklooksijenaz-2’nin (COX-2) ise enzimatik aktivitesinin değiştiricisidir. Bu enzime geri dönüşümlü olarak bağlanan ibuprofenveya naproksenin aksine, aspirinin bağlanması geri dönüşümsüzdür. Ayrıca trombositler üzerindeki tromboksan A2’yi geri dönüşümsüz bir şekilde bloke ederek trombosit agregasyonunu önler.
Farmakokinetik
Aspirinin gastrointestinal (GI) sistemden emilimi formülasyon durumuna bağlıdır. Sıvı preparat olarak tüketildiğinde, tabletlerin aksine hızla emilir. İalacın hidrolizi sonucunda salisilik asit oluşur. Salisilik asidin dar bir terapötik penceresi vardır. Bu dar aralık içinde tutulursa, uygun anti-enflamatuar etkiyi sağlar.
Aspirinlerin emilimi ince bağırsak seviyesinde pH’a duyarlıdır. Emilim, aynı pH aralığı için ince bağırsakta mideden daha yüksektir. pH 3.5 veya 6.5’te aspirinin bağırsaktan emilimi, bileşiğin mide yoluyla emiliminden daha fazladır. Mide pH 6.5 üstüne çıktığında aspirin emilemez. Salisilat eliminasyonu, salisilürik asit ve salisil fenolik glukuronid oluşumu yoluyla iki yolla gerçekleşir. Salisilik asit böbreklerden temizlenir, bu da idrar pH’ını yükselterek artırılabilir. Antasitler gibi ilaçlar idrar pH’ını yükselttikleri için renal klirensi artırabilir. Kan-plasenta bariyerini geçer ve anne sütünde bulunur.
Farmakodinamik
COX inhibisyonunun neredeyse %90’ı 160 ila 325 mg aspirin uygulamasıyla elde edilebilir. Bu etkiler, genellikle bir trombositin yaşam süresine karşılık gelen yaklaşık 7 ila 10 gün sürer. Prostasiklin inhibisyonu ise daha yüksek dozların kullanımı ile elde edilebilir. Bu inhibisyon kan damarlarının endotel hücrelerinde meydana gelir.
Etki mekanizması 3 terapötik doz aralığına sahip
- Antitrombotik Etki: < 300 mg/gün trombosit agregasyonunu inhibe ederek kanama zamanını uzatır. Salisilat araşidonik asitten tromboksan A2 oluşumunu siklooksijenaz (COX-1) enzim ile (asetilasyon mekanizması) geri dönüşümsüz inhibe eder. Böylece trombosit agregasyonu inhibe olur ve dolayısıyla tromboz oluşumunu önler. Antiplatelet etki sağlanmış olur (bu inhibisyon, 8 – 12 günlük platelet ömrü boyunca sürer) ve kan damarı duvarında prostasiklin sentezini uyarır.
- Antipiretik ve Analjezik Etki : 300-2400 mg/gün. COX 2 enzim inhibisyonu ile prostoglandin sentez oluşumunu önler. Böylece analjezik ve antipiretik etki sağlar.
- Antiinflamatuar Etki: 2400-4000 mg/gün. COX 2 enzim inhibisyonu ile antiinflamatuar etki oluşturur.
- Anjina pektoris
- Anjina pektoris profilaksisi
- Ankilozan spondilit
- Kardiyovasküler risk azaltımı
- Kolorektal kanser
Ateş - İskemik inme
- İskemik inme: Profilaksi
- Miyokard enfarktüsü
- Miyokard enfarktüsü: Profilaksi
- Osteoartrit
- Ağrı
- Revaskülarizasyon prosedürleri: Profilaksi
- Romatoid artrit
- Sistemik lupus eritematozus
Aspirin oral, rektal ve intravenöz (IV) yolla uygulanabilir. En düşüğü 81 mg olmak üzere farklı dozlarda mevcuttur ve bebek aspirini olarak da adlandırılır. Yetişkinleri aspirin için terapötik ilaç seviyeleri 150 ila 300 mcg/mL’dir (salisilat).
Asetilsalisilik Asit (Aspirin®) | Doz |
Oral Tablet | 325 mg, 500 mg |
Gecikmeli salınımlı tablet | 81 mg, 325 mg, 500 mg, 650 mg |
Çiğnenebilir: | 81 mg |
Fitil (Rektal) | 60 mg, 120 mg, 200 mg, 300 mg, 600 mg |
İntravenöz (İV) | 250 mg, 500 mg |
Ateş Tedavisi
Ateş için Normal Yetişkin Dozu
Oral: Gerektiğinde her 4 ila 6 saatte bir 300 ila 650 mg oral
Maksimum doz: 24 saat içinde 4 g
Rektal: Her 4 saatte bir 300 ila 600 mg rektal
Ağrı Tedavisi
Ağrı için Olağan Yetişkin Dozu
Oral: Gerektiğinde her 4 ila 6 saatte bir 300 ila 650 mg oral
Maksimum doz: 24 saat içinde 4 g
Rektal: Her 4 saatte bir 300 ila 600 mg rektal
Akut Koroner Sendrom Tedavisi
160 – 325 mg aspirin enterik kaplı olmayan aspirin önerilmektedir. Uzatılmış salımlı ürünler, şüpheli MI gibi hızlı bir etki başlangıcı istendiğinde kullanılmamalıdır.
Non-STEMI (NSTE-AKS) Akut Koroner Sendrom Öneri:
Aspirin (Asetil salisilik asit:ASA: IA Öneri) kullanımının AKS’de mortaliteyi azalttığı bir çok araştırmayla gösterilmiştir. Aspirin oral yolla hastaya çiğnetilerek veya tromboksan A2 bağımlı platelet agregasyonunun tam inhibisyonunu sağlaması için İV olarak verilebilir. Bu nedenle aktif GİS kanama ve alerji durumları hariç 300 mg enterik kaplı olmayan ASA akut koroner sendrom hastalarına hastane öncesinde verilmelidir.
İskemik İnme için Olağan Yetişkin Dozu
İlk doz 325 mg oral.
*AHA/ASA klavuzları “oral aspirin tedavisinin, inme sonrası ilk 24 – 48 saatte uygulanmasını” önermektedir .
İskemik İnme için Olağan Yetişkin Dozu
Hemen salınımlı: Günde bir kez 50 ila 325 mg oral
Uzatılmış salımlı (ER): Günde bir kez 162,5 mg oral
Akut Dağ Hastalığında Tedavi
Semptomatik tedavisinde, baş ağrısı için, 650 mg aspirin, po, etkilidir.
Perikarditte Tedavi
650 mg, 4 – 6 sa. arayla, po.
Akut Arteryel Tıkanmada:
Akut uzuv iskemisinde: 75 – 100 mg, po (ilk doz).
- İlaca bağlı allerjik reaksiyon öyküsü.
- Hemofili gibi doğuştan koagülopatileri olan hastalar tüm salisilatlardan kaçınmalıdır.
- Dang veya sarı hemorajik ateş gibi edinilmiş diyatezi olan hastalar aspirin kullanmaktan kaçınmalıdır.
NSAİİ’lere karşı aşırı duyarlılık genel popülasyonda yaygındır. Bu oran yaklaşık %1 ila %2’dir. Semptomlar basit bir döküntüden anjiyoödem ve anafilaksiye kadar hafif olabilir. Astım veya kronik rinosinüziti olan hastalarda bu alerjik semptomların prevalansı %26’ya kadar çıkabilir. Buna nazal polipler ve eozinofillerle birlikte solunum yolu iltihabı da eşlik ederse aspirin triadı olarak adlandırılır.
- Aşırı Duyarlılık
- Kanama
- Reye SendromuAdını Avustralyalı patolog Dr. R.D. Reye’den alan Reye sendromu ilk kez 1963 yılında tanımlanmıştır. Nadir görülen ancak ölümcül bir durumdur ve tahmini ölüm oranı %30 ile %45 arasındadır. Normalde sağlıklı olan bir karaciğerde yağlı değişikliklere ikincil olarak ortaya çıkan bir ensefalopati şeklidir. Reye sendromunun klinik olarak çocuklarda görülür, viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu ve ateş tedavisi için eş zamanlı aspirin uygulaması sonrasında gelişir. Bu konuda farkındalığın artması ve çocuklarda ateşi düşürmek için aspirin yerine asetaminofen kullanımı nedeniyle görülme sıklığı önemli ölçüde azalmıştır.
- İbuprofene alerjisi olan kişiler çapraz reaktivite olduğu için aspirin almamalıdır.
- Astımı olan hastalar, astımları veya NSAİİ’lerle ilişkili bilinen bronkospazmları varsa dikkatli olmalıdır.
- Aspirin, halihazırda peptik ülser hastalığı veya gastriti olan hastalarda GI kanama riskini artırır.
- Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan hastalar akut intravasküler hemolitik anemi riski altındadır. Birçok faktör bu hemolitik atakları hızlandırabilir.
- Reye sendromundan kaçınmak için viral enfeksiyon geçiren çocuklarda aspirin kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Gebelik kategorisi: C
Süte geçer.
Aspirin toksisitesi olan hastalarda sayısız semptom görülebilir.
Hafif toksisite belirtileri
- Kulak çınlaması
- Baş dönmesi
- Uyuşukluk
- Bulantı ve kusma
olabilir ancak bunlarla sınırlı değildir.
Daha şiddetli toksisitede belirti ve semptomları
- Hipertermi
- Solunum alkalozuna yol açan takipne
- Yüksek anyon açığı metabolik asidozu
- Hipokalemi, hipoglisemi
- nöbetler
- koma
- serebral ödem
yer alır. Ölüm genellikle akciğer ödemine ikincil kardiyopulmoner ödem nedeniyle meydana gelir. Daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK519032/
- https://www.acilcalisanlari.com/salisilat-aspirin-zehirlenmesi.html