Çamaşır suyu olarak bilinen sodyum hipoklorit (NaClO), genellikle yüzey antiseptiği olarak kullanılan ve yüzeyleri, giysileri ve malzemeleri beyazlatmak veya renklerini açmak için kullanılan bir sıvı korozif maddedir. Ayrıca lekeleri çıkarmak için de yaygın olarak tercih edilir. Çamaşır suyu, hem ucuz olması hem de güvenlikli ambalajlar içinde satılması nedeniyle özellikle enfeksiyon ya da salgın dönemlerinde daha fazla talep görmektedir.
Halk arasında bilinen çamaşır suyu olarak adlandırılan sodyum hipoklorit, kimyasal olarak etkin klor oranına %15-16 civarında sahiptir. Sodyum hipoklorit, çamaşır suyu üretiminde, suyun klorlanması ve arıtılmasında, dezenfektan olarak ve tekstilde ağartıcı olarak kullanılmaktadır. Bu kimyasal, sıvı veya yarı akışkan formda çamaşır suyu adı altında piyasada bulunmaktadır.
Çamaşır suyu özellikle metal yüzeyler için aşındırıcıdır. Sodyum hipoklorit, kendisi su ile kolayca seyreltilebilen ve cilt dahil yüzeylerde sodyum tiyosülfat ile nötralize edilebilen bir kimyasal çözeltidir.
Sodyum hipoklorit oksidasyon ajanı olarak su ile hızla reaksiyona girer. Ağız, özofagus, mide ve solunum yollarında bu reaksiyon sonucunda hipoklorik asit oluşur. Asit ve serbest oksijen radikalleri hücresel proteinleri parçalayarak sitotoksik hasar yaparlar.
Doğrudan reaksiyon: Çamaşır suyu biyolojik dokularla temas ederek tahrişe ve protein denatürasyonu yoluyla hücre ölümüne neden olabilir. Bu reaksiyon, solunum sistemi ve gözler gibi daha hassas dokular için en şiddetli olabilirken, mide ve cilt gibi daha dirençli dokular için daha az şiddetli olabilir.
Dolaylı reaksiyon: Diğer kimyasallarla karıştırılmasından kaynaklanan ikincil maruziyetler için yüksek bir şüphe düzeyi korunmalıdır. Bu ikincil reaksiyonlar, daha toksik kimyasalların üretilmesine neden olabilir. Örneğin, sodyum hipoklorit amonyum bazlı ürünlerle reaksiyona girerek kloramin gazı oluşturabilir. Bu gazlar solunum yollarında akut tahrişe ve astma benzeri semptomlara neden olabilir.
Çamaşır suyunun toksisitesi uygulandığı yere bağlıdır. Gözlerde ciddi tahrişe, ağız ve boğazda tahrişe neden olabilir ancak yutulduğunda genellikle zararsızdır. Ancak, çamaşır suyu ve klozet temizleyicileri veya amonyak gibi diğer temizleyiciler karıştırıldığında tehlikeli klor gazı oluşabilir. Bu gazlar solunum yollarında ciddi tahriş ve hasara neden olabilir, hatta ölümcül olabilir.
Aslında çamaşır suyu talimatlarına uygun kullanıldığında, çamaşır suyu insanlar için toksik değildir ve en güvenilir yüzey dezenfektanı olarak kabul edilir. Ancak, yanlış uygulandığında, özellikle diğer maddelerle karıştırıldığında, zararlı ve hatta ölümcül olabilir. Bu durum sıklıkla “anne hastalığı” olarak adlandırılır ve ev temizliği için kullanıldığı için kadınlar daha çok etkilenebilirler. Genellikle inhalasyon yoluyla etkilenim görülür.
Etkilenen hasta sayısı net olarak bilinmemekle birlikte, çamaşır suyu gibi günlük kullanılan kimyasalların yanlış uygulanması ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, bu tür kimyasalları kullanırken talimatlara dikkat etmek ve doğru şekilde kullanmak önemlidir.
Çamaşır suyu maruziyeti çok sayıda mekanizma ile ortaya çıkabilir.
- Sprey yoluyla aerosolize (doğrudan veya sürüklenme): Pulmoner, oküler, dermatolojik (daha az)
- Daldırma (doğrudan veya sıçrama): Oküler, dermatolojik, gastrointestinal (GI)
- Yutulması: Gastrointestinal, pulmoner
- Aspirasyon: Pulmoner
Tanı öykü ve fiziksel muayene yeterlidir. Ama çamaşır suyu başka bir kimyasalla, özellikle de klozet temizleyicileri, amonyak ve tuz ruhu karıştırılmışsa, klor gazı solunması açısında sorgulanmalıdır.
- Amonyak toksisitesi
- Akut solunum sıkıntısı sendromu
- Duman soluma yaralanması
- Hidrojen sülfür inhalasyonu
Hastaların inhalasyon yaralanması açısından değerlendirilmesi, tüm klinisyenlerin yüksek bir şüphe indeksine sahip olması gereken önemli bir konudur. Maruz kalınan kimyasalların (hem endüstriyel hem de evsel) belirlenmesi ve bu kimyasalların karışıp karışmadığına dair bilgi alınması önemlidir. Örneğin, çamaşır suyu ve tuz ruhu gibi karışımların incelenmesi gerekebilir. Maruz kalma süresi, maruz kalınan yer (kapalı bir alanda mı yoksa açık bir alanda mı olduğu gibi) ve herhangi bir bilinç kaybının olup olmadığı da değerlendirilmesi gereken faktörlerdir.
Hastaların bilinci yerinde olmayabilir ve bu durumda ilk müdahale ekipleriyle veya kurtarıcılarla görüşme gerekebilir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar daha uzun süre maruz kalma eğilimindedir çünkü genellikle oryantasyon bozukluğu veya hareketlilik sorunları nedeniyle daha fazla süre zarfında maruz kalırlar. Çocuklar ayrıca sıklıkla tehlikeli maddelerden kaçınma eğilimindedir, bu da maruz kalma sürelerini artırabilir. Pediyatrik hastaların solunum hızı daha yüksek olduğundan, maruz kalma miktarı da artabilir.
Sodyum hipoklorit zehirlenmeleri genellikle oral, inhalasyon veya deri/mukozal temas yoluyla gerçekleşir.
Semptomlar şunları içerebilir:
- Gözler: Kızarıklık, tahriş ve yaşarma görülebilir. Görüşte bulanıklık olabilir.
- Ağız/boğaz: Tahriş yaygın olabilir. Ancak, ciddi yanıklar veya yutma güçlüğü yoksa ağız ve boğaz genellikle dayanıklıdır.
- Cilt: Hafif tahriş mümkündür.
- Mide/Gİ yolu: Bu semptomlar nadiren görülür. Sindirim sistemi dirençlidir ve esnektir.
- Solunum yolları: Solunum yollarında bronkospazm gibi tahriş belirtileri görülebilir. Ancak, klor gazına maruz kalma gibi daha ciddi durumlarda ölümcül sonuçlar ortaya çıkabilir.
Oral Yoldan Alım
Oral yoldan alınan sodyum hipoklorit genellikle zehirlenmelere yol açar. Çünkü kokusu ve tadı itibariyle fazla miktarda alınması zordur. Sık ve az miktarlarda alınan sodyum hipoklorit, genellikle hafif gastrointestinal semptomlara neden olur. Bu semptomlar arasında bulantı, kusma, ağız içinde ağrı, ishal ve karın ağrısı sayılabilir. Ancak, küçük miktarda sodyum hipoklorit alınması durumunda genellikle striktür gelişimi beklenmez. Bununla birlikte, tanı ve tedavide endoskopik işlemler önemlidir.
Oral yoldan alınan sodyum hipoklorit sonrasında aspirasyon riski de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda solunum yollarında ödem, nefes darlığı ve solunum durması gibi semptomlar görülebilir. Nadir vakalarda metabolik asidoz, hipernatremi ve hiperkloremi de bildirilmiştir.
Oral alım sonrasında gastrik dekontaminasyon yapılmamalıdır. Aktif kömür tedavisi endoskopik görüntüyü etkileyebileceği için önerilmez ve hipokloriti absorbe etmez. Ayrıca, gastrik lavajın erken saatlerde bile kontrendike olduğu unutulmamalıdır. Ağızdan sıvı alımı da durdurulmalıdır.
İnhalasyon Yoluyla Alım
İnhalasyonundan muzdarip hastalarda burun veya boğazda yanma hissi (genellikle tahriş edici bir kimyasal toksinden kaynaklanır), balgam üretiminin arttığı öksürük, stridor ve ronküs veya hırıltılı solunumla birlikte dispne semptomları görülebilir. En çok bildirilen semptomlar;
- Üst hava yollarında irritasyon
- Bulantı veya kusma
- Gözlerde yanma
- Halsizlik
- Dispne
- Baş ağrısı
- Burunda irritasyon hissi
olarak tanımlanmıştır. Uzun dönem çamaşır suyu ile temizlik yapanlarda ise astım benzeri klinik bildirilmiştir. Burada esas problem farklı yüzey temizleyiciler ile karıştığı için klor gazı veya kloramin gazının salınmış olmasıdır. Hipoksi, pnömonit, trakeobronşit, pulmoner ödem ve solunum yetmezliği gibi daha ciddi etkiler de görülebilir. Ortam havalandırılarak temizlik yapılması bu yolla zehirlenmelere karşı en iyi önlemdir.
Gözler: Evde musluk suyu ile yıkanmalıdır. Hasta çok semptomatik ise yanma açısından topikal bir anestetik kullanılabirir. Proparakain gibi topikal bir anestezik ile ağrıyı kontrol edilebilir. Gözde yanma ve batma hissi fazla olduğu buna bağlı blefarospazm nedeniyle doğrudan damlatma neredeyse imkansız olabilir. Bu yüzden gözün medial kantusuna iki damla damlatırlır ve damlanın göz kapağı altına gitmesi için göz kapağı hafifçe kaldırılır. Eğer hasta gözlerini hiç açamıyorsa bir göz doktoruna konsülte edilmelidir.
Cilt: Sabun ve bol suyla yıkayın.
Ağız/boğaz: Evde ve acil serviste bol miktarda su içirin. Süt daha rahatlatıcı olabilir ama şart değildir.
Mide/Gİ yolu: Evde ve acil serviste kusturmaya çalışmayın; çamaşır suyu özefagustan aşağı inerken dokuları yakar ve hasta kusturulursa bu sefer yukarı çıkarken de yakar. Odinofaji belirtileri de olası bir yaralanması için şüphe uyandırmalıdır. Hastada korrozif hasar bulguları varsa; ağız içi yanıklar, orofaringeal veya abdominal ağrı, kusma, dispne, respiratuar distres, disfaji, salyada artış veya stridor varsa hastada fiberoptik endoskopi ve BT yapılmalıdır. BT intramural hasarın derinliğini anlamak için önemlidir. Oral alım sonrasında gastrik dekontaminasyon yapılmamalıdır. Aktif kömür tedavisi endoskopik görüntüyü etkileyebileceği için önerilmez ve hipokloriti absorbe etmez. Ayrıca, gastrik lavajın erken saatlerde bile kontrendike olduğu unutulmamalıdır. Ağızdan sıvı alımı da durdurulmalıdır.
Solunum: Bronkospazm belirtileri var ise salbutemol (ventolin) kullanımı önerilir. Astımlı hastalar daha agresif tedavi edilmelidir. Kimyasalların karıştırılmasından kaynaklanan klor gazına maruz kalınırsa, çok daha şiddetli bir seyir beklenir. Bronkoskopi gerekebilir ve endikasyon halinde lavaj yapılabilir. Yaralanmanın ciddiyeti hemen anlaşılamayabileceğinden gözlem için hastaneye yatış gerekebilir.
Çamaşır suyu toksisitesi ciddi olabilir ve çoğu durumda önlenebilir bir yaralanmadır. Halk bu konuda ve evdeki tüm tehlikeli kimyasalların uygun şekilde etiketlenmesi ve depolanması konusunda eğitilmelidir. Ayrıca, evdeki kimyasallar karıştırılmamalıdır. Evde çamaşır suyu kullanırken koruyucu gözlük, eldiven ve uzun kollu giysiler giyilmelidir. Evcil hayvanlar ve çocuklar en az 8-12 saat boyunca işlem yapılan bölgeden uzak tutulmalıdır. Ayrıca, çamaşır suyunu iç mekanlarda kullanırken yeterli havalandırma gereklidir. Son olarak, akciğer hastalığı (Astım, KOAH, vb.) olan hastalar evde çamaşır suyu kullanmaktan kaçınmalıdır çünkü hastalığı şiddetlendirebilir ve akut solunum krizine yol açabilir.
Çamaşır suyuna maruz kalan insanların çoğu kalıcı sekel bırakmadan iyileşir. Ancak, önceden akciğer hastalığı olanlar,çamaşır suyusunu soludukları takdirde akciğer yetmezliği yaşayabilirler. Cilt tahrişi, bölge suyla iyice sulandığı sürece genellikle hızlı bir şekilde giderilir. Reaktif hava yolu hastalığı olan hastalarda öksürük ve mukozada dökülme birkaç gün devam edebilir. Uzun süreli takip, bu hastaların bazılarında akut maruziyetten sonra 2 ila 3 yıla kadar rezidüel akciğer ve görme bozukluğu olabileceğini ortaya koymaktadır.
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK441921/
- https://tatd.org.tr/toksikoloji/2020/03/24/camasir-suyu-hala-en-guvenilir-yuzey-temizleyici-ajan/