Tanıyı desteklemede değil dışlamada kullanılmalıdır çünkü pozitif prediktif değeri düşük (bir çok başka hastalıkta da yükselebilir) ancak negatif prediktif değeri yüksektir (PTE de hemen her zaman yükselir, yükselmezse PTE olmama olasılığı yüksektir). ELISA yöntemi ile D-dimer ölçü münde tanısal sensitivite %95 olup bu teknik ile D-dimer bakılması önerilir. Latex gibi diğer yön temlerle ölçülen d-Dimer de güvenirlik biraz daha düşüktür.Klinik olasılık ile beraber D-dimer değerlendirilmesi yapılarak acile başvuran PTE şüpheli hastaların %30’unda ileri tetkik yapmadan PTE dışlanabilir. Yaşla beraber D-dimer spesifitesi azalır (>80 yaşta %10’lara düşer). Yeni deliller bize yaşa bağlı cut-off değeri önermektedir. Buna göre 50 yaşına kadarki hastalarda eski cut-off olan 500 microgramg/L önerilirken >50 yaşın dandaki hastalarda yaşx10 microgram/L formülü ile cut-off hesaplanması öneriliyor. Yine kanserli, gebe hastalarda da D-dimer yüksek seyretmektedir. Ancak bu hastalarda da D-dimerin negatif prediktif değeri hala yüksektir.
Wells skoruna göre düşük veya orta klinik olasılıklı hastalarda (Wells skoru 6 veya daha düşük) D- dimer seviyesinin < 500 µg/L FEU olması sonuç olarak negatif kabul edilir.
50 yaş ve daha genç hastalarda D-dimer seviyesinin < 500 µg/L FEU olması 50 yaş üzerindeki hastalarda D-dimer seviyesinin hastanın yaşının 10 ile çarpımından daha düşük olması durumunda D-dimer negatif olarak kabul edilir (Örneğin 80 yaşında bir hasta için (80*10) <800 mcg/L FEU)
Wells Skoru Pulmoner Tromboemboli Klinik Olasalık Değerlendirme