Egzema (Atopik Dermatit) Reçetesi

1
2311

Bu İçerik Sadece Aboneler İçindir

Bu içeriğin kilidini açmak için lütfen abone olun.

Atopik dermatit  (atopik egzema)] özellikle çocuklarda sık görülen kronik, tekrarlayıcı, kaşıntılı ve enflamatuvar bir deri hastalığıdır. Hastalık özellikle gelişmiş olan ülkelerde artış göstermektedir. Yaşam boyu görülme sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır.

blank

blank

Egzamalı kişilerde çeşitli sorunlara neden olan işlevsiz bir cilt bariyer vardır. Egzamalı kişilerde cilt bariyerindeki işlev bozukluğu nedeniyle kuru cilde sahip olma eğilimindedir. Su ciltten daha kolay kaçabilir ve bu da cildin susuz kalmasına neden olur. Egzamalı kişiler ayrıca enfeksiyona karşı daha hassastır. Zararlı maddeler, işlev bozukluğu nedeniyle cilde daha kolay nüfuz edebilir. Atopik dermatiti olan kişilerde iltihaplı bağışıklık tepkisi çarpık olma eğilimindedir ve ciltleri kokular ve alerjenler tarafından kolayca tahriş olur

blank

Egzematöz lezyonlar akut, subakut veya kronik olabilir. Lezyonlar yaş ile ilişkili morfoloji ve dağılım gösterirler.

  • Eritematöz papüller
  • Kaşıntı
  • Derinin kalınlaşması (Likenifikasyon)
  • Dennie-Morgan çizgileri
  • Alerjik selam
  • Burun üstünde çizgi

blank

Yetişkinlerde akut gelişen lezyonlar eritematöz papül şeklindedir ve lezyonlar ekskoriasyonlarla birlikte yoğun kaşıntılıdır. Hasta derisini kaşımaya ve ovuşturmaya devam ettikçe deri kalınlaşmaya başlar ve fizik muayenede likenifikasyon (kaşıma veya ovuşturmaya bağlı olarak tipik deri işaretlerinin abartılmasıyla derinin kalınlaşması) görülebilir. Atopik dermatitte görülen döküntünün dağılımı kişinin yaşına bağlı olarak değişmektedir.

Bebeklerde küçük ekskoriasyonlarla birlikte yaygın dağılımlı, kuru, pullu ve eritematöz yamalar görülme eğilimindedir. Ayrıca yüzlerini, özellikle de yanaklarını tutma eğilimindedirler.

Çocuk yaşlandıkça döküntü daha lokalize hale gelir. Etkilenen bölgeler bilekler, dirsekler, ayak bilekleri ve dizler gibi ekstansör yüzeyleri içerecektir. Okul çağındaki çocuklar yetişkinlerde görülen paterni takip etme eğilimindedir. Bu patern, genellikle anti-kubital ve popliteal fossayı etkileyen fleksural yüzeylerin tutulumunu içerir.

Döküntü görünümünün yanı sıra diğer fiziksel muayene bulguları da bir kişide egzama olduğunu gösterebilir. Yüzün incelenmesi Dennie-Morgan çizgilerini ortaya çıkarabilir.

Bunlar alt göz kapağının hemen altında kırışıklığa benzer kırışıklıklardır. Bu muayene bulgusu egzamalı hastaların %25 kadarında görülebilir. Egzamalı kişilerde pityriasis alba da bulunabilir ve daha çok yüzde görülen hipopigmente yamalar veya ince pullanma plakları olabilir. Ellerin muayenesinde, hiperlineer avuç içi olarak bilinen cilt çizgilerinin sayısında ve derinliğinde artış olabilir. Egzama ve alerjik riniti olan kişilerde burun boyunca enine bir kırışıklık oluşabilir. Bu çizgi “alerjik selam” olarak adlandırılır ve burnu yukarı doğru ovma alışkanlığından kaynaklanır.

blank

AD’de kalıcı bir tedavi yoktur. Hastalık ataklar şeklinde göründüğü için tedavinin asıl amacı akut atakların ve semptomların baskılanması ve hastalığın uzun süreli kontrol altına alınmasıdır. Hastalığın patogenezinde asıl önemli rolü epidermis ve epidermal bariyerin üstlenmesi nedeniyle topikal ajanlar tedavide önemli bir yer tutmaktadır.
AD’nin topikal tedavisi temel olarak 3 ana grupta toplanabilir.
1) Bariyer fonksiyonunun güçlendirilmesi
2) Enflamasyonun kontrol altına alınması
3) Stafilokok kolonizasyonunun tedavisi

Atopik dermatiti olan bir hasta için tetikleyicileri belirlemek çok önemlidir. Bu tetikleyicilerin azaltılması veya ortadan kaldırılması atopik dermatit tedavisinde önemli bir adımdır. Hastalar alerjenlerden (genellikle toz akarları, yumurta, yer fıstığı, süt, balık, soya, pirinç ve buğday) ve tahriş edici maddelerden (özellikle kimyasallar, ısı, sabunlar, nem, akrilik ve yün) kaçınırlarsa ciltlerinde iyileşme ve alevlenmelerde azalma görebilirler.

Atopik dermatitin tedavisi hidrasyon ve alevlenmeler için topikal antienflamatuar ilaçları içermektedir. Tedavide öncelik kokusuz bir merhem ile günlük cilt nemlendirme rejimine odaklanmaktır. Losyonlarda yağın suya oranının yüksek olması nedeniyle krem yerine merhem tercih edilir. Hastalar/ebeveynler tarafından tetikleyiciler tanımlamalı ve önlemeye çalışılmalıdır. Çevresel alerjenlerden, sabunlardan, deterjanlardan, kokulardan ve ayrıca pürüzlü veya nefes almayan kumaşlardan kaçınmaları söylenmelidir. Cilt alevlenmeleri, topikal steroidler veya pimekrolimus, takrolimus veya Eucirsa gibi steroid içermeyen ürünler gibi topikal anti-enflamatuar ilaçlarla tedavi edilebilir. Çocuklarda kaşıntı geceleri daha kötü olma eğilimindedir. Oral antihistaminikler kaşıntı nedeniyle uyku bozukluğu için yatmadan önce aralıklı olarak kullanılabilir, ancak antihistaminiklerin egzamada kaşıntı için gündüz kullanımı artık önerilmemektedir. İyi kontrol edilmeyen atopik dermatiti olan hastalarda deri enfeksiyonu riski daha yüksektir.

Nemlendiriciler

Nemlendiricilerin düzenli olarak günlük kullanımı her hastaya önerilmelidir. Nemlendiriciler AD’nin tüm formlarında tedaviye yardımcı iken hafif formlarda tek başına tedavi
edici ajanlardır. Nemlendiriciler derinin hidrasyonunu artırmanın yanı sıra AD’nin kaşıntı, eritem, fissürasyon ve likenifikasyon gibi semptom ve bulgularını da azaltmaktadır. Son zamanlarda piyasaya sürülen nemlendiriciler, epidermisin doğal yapısında da bulunan
seramidler, serbest yağ asidleri ve kolesterol içermektedirler. Bu nemlendiricilerin AD’de hem kuruluğu gidermede hem de epidermal bariyeri güçlendirmede olumlu etkileri bilinse de diğer nemlendiricilere göre üstün olduğunu söyleyebilecek yeterli veri mevcut değildir.
Nemlendirici seçiminde asıl önemli nokta duyarlılık oluşturma olasılığı düşük, kokusuz, içeriğindeki koruyucu oranı az ve güvenilir olanı tercih etmektir. Nemlendirici etkinliğinin hastanın deri kuruluğunun derecesi, günlük aktivitesi, duyarlı olduğu kontakt ajanlar gibi birçok faktöre bağlı olarak kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır. Üre içeren nemlendiriciler çocuklar için uygun değildir. Ayrıca 2 yaşın altındaki hastalarda propilen glikol içeren nemlendirici kullanımı iritasyona neden olabildiğinden önerilmemelidir.

Nemlendiriciler deri kuruluğunu giderebilecek sıklıkta, günde birüç kez tüm vücuda sürülmelidir. En iyi uygulama banyodan çıktıktan hemen sonraki 5 dakika içinde, fazla su bir havluyla silindikten sonra, yapılan uygulamadır. Nemlendiriciler başka bir topikal ilaçla birlikte kullanılıyorsa, diğer ilacı dilüe etmemek için birlikte sürülmemelidir. Nemlendirici sürüldükten sonra antienflamatuvar ajanı sürmek için en az 1 saat beklenmelidir.

Topikal kortikosteroidler

Topikal kortikosteroidler (TKS) AD’de hem atakların tedavisinde hem de uzun süreli remisyonun sağlanmasında ilk tercih edilen ajanlar olarak yerlerini korumaktadırlar. AD’deki etkileri enflamasyon üzerine baskılayıcı özellikleri sayesinde olmaktadır. Hücre içi kortikosteroid reseptörlerine bağlanarak başta proenflamatuvar sitokinleri kodlayan
genler olmak üzere birçok geni baskılarlar. Kortikosteroid kullanımında hem etkili bir sonuca ulaşmak hem de hastayı yan etkilerinden korumak amacıyla dikkat edilmesi gereken en önemli nokta doğru güçte ve uygun taşıyıcıda korikosteroid seçimidir. Bu seçimde lezyonun özelliği, lokalizasyonu ve hasta yaşı gibi faktörler göz önünde tutulmalıdır. Lokal yan etkiler için daha duyarlı olan yüz, göz kapakları, genital bölge, boyun ve intertriginöz alanlarda çok güçlü TKS’ler tercih edilmemelidir.
TKS’ler akut atakların tedavisinde günde 2 kez uygulanmaktadır. Bir parmak ucu ünitesi (yetişkin işaret parmağında, distal interfalangeal eklemden parmak ucuna kadar olan alan) kadar TKS’nin 2 yetişkin el ayası genişliğindeki bir alana yedirilmesi yeterli bir uygulamadır. Bu miktar yaklaşık olarak 0,5 mg’ye denk gelmektedir. Aktif hastalık günlük uygulamalarla kontrol altına alındıktan sonra, haftada 2 gün önceki dermatitli bölgeye uzun süreli TKS uygulamasının yan etki görülmeden daha uzun bir remisyon süresi sağladığı görülmüştür.

Oral Antihistaminikler

AD’si olan hastalar sıklıkla yaşam kalitesini etkileyen şiddetli kaşıntı tarif ederler. Oral antihistaminikler; yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için AD hastalarında kaşıntı tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak kullanımını önermek için yeterli kanıt yoktur. AD’de kaşıntının sebebi histamin degranulasyonundan çok deri ısısının artışına bağlanmaktadır. Kısa
süreli, sedatif antihistaminikler aralıklı olarak kaşıntıya ikincil uyku kaybını önlemek için yararlı olabilir, ancak topikal antihistaminikler tercih edilmemelidirler. Sedasyona yol açmayan antihistaminiklerin AD yönetiminde etkisiz olduğu, sadece sedatif formların uyku kalitesini artırabildiği sonucuna varılmıştır. AD tedavisinde nonsedatifler A, sedatifler C seviyesinde önerilmektedir ve kanıt düzeyi nonsedatiflerde 2, sedatiflerde 3’tür. Oral antihistaminikler klasik dozlarda kullanılmaktadır, ancak özellikle kaşıntı için 4 kata kadar doz yükseltilebilir. Yaygın yan etkileri sedasyon, ağız kuruluğu, bulanık görme, taşikardidir.

Oral Kalsinörin İnhibitörleri

Takrolimus ve pimekrolimus topikal olarak AD tedavisinde uzun yıllardır kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış topikal ajanlardır. Takrolimus organ nakli reddi profilaksisi için oral kapsül ve intravenöz çözelti formülasyonlar şeklinde ülkemizde de kullanılmaktadır. Pimekrolimus sistemik formu ise henüz yoktur. AD tedavisinde sistemik kalsinörin inhibitörleri ile ilgili çalışma bulunmamaktadır. Veriler AD tedavisinde sistemik kalsinörin
inhibitörlerinin kullanımının önerilmesi için yetersizdir.

blank

blank

I- Ceradoline® (Levosetirizin) 50 mg Su bazlım Krem DIB s:3×1

  • Nemlendirici su bazlı kremdir.
  •  Glikosil Seramid, Bitkisel Hyaluronik Asit, Shea Yağı içerir.
  • Günde 3 defa kullanımı önerilir.

blank

 

II-M-Furo® %0.1 (Mometazon furoat) Losyon DIB s:2×1

  • İçerisinde Mometazon furoat içeren topikal streroid içerir.
  • Lokal steroidlerin akut alevlenme dönemlerinde  günde 2 defa sonarasında ise haftada 2 defa kullanılması uygundur.

blank

 

III- Xyzal® (Levosetirizin) 5 mg Tablet DIB s:2×1

  • Levosetirizin, Setirizin‘in aktif enansiyomeridir. Setirizinden 2 kat daha aktiftir. Ayrıca Setirizin’den daha düşük yan etki riskine sahiptir.
  • 6 -12 yaş arası çocuklarda: günde bir kez 5 mg (1 film tablet).
  • 12 yaş ve üzeri ergenler ile yetişkinlerde: günde bir kez 5 mg (1 film tablet).
  • Kronik ürtiker tedavisinde, günde 5 mg (1 film kaplı tablet) ile yanıt alınamayan hastalarda Xyzal dozu günde 20 mg’a (4 film kaplı tablet) kadar artırılır.

blankblank

L20 Atopik dermatit
L20.0 Besnier prurigo
L20.8 Atopik diğer dermatit
L20.9 Atopik dermatit, tanımlanmamış

blank

Atopik Dermatit (Egzema) Acil Yaklaşım

 

1 Yorum

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen isminizi buraya giriniz