Hipotermi Acil Yaklaşım

0
5390

Hipotermi, vücudunuz artık soğuğa maruz kalmanın üstesinden gelmek için yeterli ısı üretemediğinde ortaya çıkar. Vücut merkez sıcaklığının 35ºC ‘nin altına düştüğünde hipotermi olarak adlandırılır ve hızlı bir şekilde tedavi edilmezse ölüme yol açma potansiyeline sahip son derece tehlikeli bir durumdur. Hipotermi sıklıkla soğuk iklimlerde görülse de boğulma, afet gibi çevresel etmenlere bağlı da gelişebilir. Ayrıca yetersiz giyinme, evsizler, alkolikler ve daha önceden hipotermi öyküsünün bulunması kolaylaştırıcı etmenlerdir.

blank

blankBelirli hasta popülasyonları, hipotermi geliştirme açısından daha yüksek risk altındadır. Yaşlılar titreme özelliklerindeki kayıptan dolayı, çocukların ise yetişkinlere oranla vücut alanları fazlalığından dolayı hipotermiye yatkınlıkları vardır.

  • Bebekler
  • Küçük çocuklar
  • Yaşlılar
  • Sosyoekonomik durum düşüklüğü (Evsizler, alkolikler, madde bağımlıları.. vb)

blank

blank

  • Çevresel Nedenler: Boğulmalar, soğuk havada dış ortamda uzun süre kalma, uygun kıyafetlerin giyilmemesi (en sık)
  • Cilt Hastalıkları: Yanıkları, eksfoliyatif dermatit, şiddetli psöriazis
  • Nörolojik Hastalıklar: Akut spinal kord yaralanmaları, kafa travması, stroke, tümör, wernicke hastalığı, nöromüsküler yetersizlik, sepsis
  • İlaçlar: Alkol (Etanol), fenotiazinler, sedatif hipnotikler
  • İyatrojenik: Agresif sıvı tedavisi, güneş çarpmasının tedavisi sırasında
  • Metabolik: Hipoadrenalizm, hipopituitarizm, hipotiroidi

blank

blank

  • Hafif Hipotermi: 32-35ºC arası
  • Orta Hipotermi: 29-32ºC arası
  • Şiddetli Hipotermi: Vücut ısısı < 29 Cº’nin altıblank

blank

Normal vücut sıcaklığı, ısı kazancı ve kaybı arasında olan denge, ön hipotalamustaki termoregülatuvar merkez tarafından yönetilir. Vücut ısısı normalde 36.8ºC±0,4 olarak ölçülür. Fakat gün içerisinde 0,5-1ºC oynamalar normal kabul edilir. Oral ısı koltuk altı ölçülen ısıdan 0.5ºC, rektal ısı ise 1ºC daha yüksektir. Kor vücut sıcaklığı ise vücudun kalp, akciğerler, beyin ve karın iç organlarını içeren bölümündeki sıcaklığı ifade etmektedir.

Santral ve periferik vasküler sistem, vücut ısısını ayarlamada hipotalamus ile birlikte asıl fonksiyon gören organlardır. Endokrin sistem, deri ve kaslar da vücut ısısının düzenlemesinde rol alan diğer yardımcı organlardır. Genellikle vücut sıcaklığı koltuk altı, boyun ve alından termometrelerle ölçülür. Ancak bu aletlerin dış ortamdan çok etkilenmeleri, hipotermi sırasında periferik vazokonstriksiyonun olması ve termometlerein çoğunda 35ºC altı kadran (değer) yer almadığından vücut merkez ısısını tam yansıtmaz, hatalı ölçülür.
Merkez ısı (iç ısı) için en doğru ölçüm intravezikal, rektal veya özofagus probu olan termometreler kullanarak yapılabilir. Klinik uygulamalarda sıklıkla rektal ve özofagial termometreler kullanılır.

blank

Vücudun ısı kaybı dört farklı yolla olmaktadır:
Radyasyon (Çevreye ısı yayma): Normal koşullarda vücudun en çok ısı kaybettiği yol radyasyondur. Isı kaybının %55–65’ ini kapsar. Hareket halinde kaybedilen enerji 2–5 kat daha artabilir. Dış çevre ısısı düştükçe radyasyon yoluyla kaybedilen ısı da artar.
Konveksiyon (Vücut yüzeyindeki hava hareketi ile): Konveksiyonla olan ısı kaybı hava hareketinin hızına bağlı olarak arttığı için doğada rastlanan hipotermi olgularının en yaygın sebebidir. Deri üzerinde hareketsiz duran yaklaşık 4-8 mm kalınlığında bir hava tabakası vardır. Bu tabaka izolasyon görevi yapar. Vücuttan buraya devamlı ısı verilir. Bu tabakanın hareket etmesi ısı kaybını arttırır. Rüzgarla bu tabaka hareket edeceğinden ısı kaybı artışı olur. Uygun giyinme bu tip ısı kaybını büyük ölçüde azaltmaktadır. Rüzgar geçirmez dış giysiler konvektif ısı kaybını ortadan kaldırırlar.
Kondüksiyon (Temas): Isı kayıplarının %3–4’ ü bu yolla olmaktadır. Vücuttan daha soğuk olan bir iletkenle temas edildiğinde ısı buraya transfer edilir. Su iyi bir iletken olduğundan suya düşmelerde hipoterminin sebebi kondüksiyondur. Islanma veya suda kalma sonucu konduksiyon yoluyla ısı kaybı havaya oranla 25–30 kat, beton veya taşa direk temas sonucu ısı kaybı havaya oranla 100 kat fazla olmaktadır.
Evaporasyon (Buharlaşma): Bu şekilde ısı kaybı genelde deriden terleme yolu ile olur. Özellikle sıcak havalarda ısı kaybı %25’leri bulur. Ayrıca nefesle alınan havanın ısıtılması ve nemli duruma getirilmesi için de ısı kaybedilir.

blank

blank

Sinüs bradikardisi merkez ısı 32ºC’nin altına düştüğünde kalbin pacemaker hücrelerinin depolarizasyondaki azalmaya bağlı oluşmaktadır. Ventriküler taşikardi ve ventriküler fibrilasyon ise şiddetli hipotermide ortaya çıkan hayatı tehdit edici disritmilerdir. Hipotermik hastalarda kalp kası ritm bozukluklarına aşırı derecede duyarlıdır. Hastanın kaba hareketlerle muayenesi bile disritmilere yol açabilir.

blank

Hipotermi aşağıdaki EKG değişikliklerini ortaya çıkartabilir:

  1. Bradiaritmiler
  2. Osborn dalgaları (= J dalgaları)
  3. Uzamış PR, QRS ve QT aralığı
  4. Titreme artefaktı
  5. VT, VF veya asistoliye bağlı kardiyak arrest

blank

Hipotermide görülen bradiaritmiler

  • Sinüs bradikardisi (belirgin olabilir)
  • Yavaş ventriküler yanıtlı atriyal fibrilasyon
  • Yavaş nodal ritim
  • Değişen derecelerde AV blok

Osborn Dalgası

Hipoterminin klasik bir EKG bulgusu olup J dalgası, Osborn dalgası veya hipotermik hörgüç olarak da adlandırılır. Hipotermi ile ilişkili elektriksel anormallik olmasına rağmen, kafa travması ve sepsis gibi diğer durumlarda da görülebilir. J dalgaları yaygın olabilir ve sıcaklık düştükçe boyutları artabilir.

blank

Hasta soğudukça birçok EKG değişikliği daha görülür.

  • Hafif hipotermide bile PR, QRS ve QTc intervalleri uzamaya başlar.
  • ST segmentinin başlangıcında oluştukları için J dalgalarını ST elevasyonlarından ayırmak önemlidir.
  • Genel olarak, şiddetle titreyen hastalarda EKG alımı ve yorumlanması zordur ve donmuş veya donmaya yakın deriye elektrotların uygulanması bile zor olabilir.

blankDaha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.blank

Hipotermi, hızlı bir şekilde tanınmaz ve tedavi edilmezse potansiyel olarak ölümcüldür. Klinik yönetim açısından özellikle iç vücut(kor) sıcaklığının hastane öncesi belirlenmesi genellikle zor olduğundan, hastanın genel durumuna ve şiddetine göre hasta yönetilir. Genellikle hipotermiyi tanımak, tedavi etmekten daha zordur. Bunun için yüksek bir şüphe endeksini sürdürmek çok önemlidir. Komorbiditelerine ve çevrelerine koşullarına bağlı olarak, hastalar farklı şikayetle başvurabilir ve aynı zamanda düşük vücut sıcaklığına sahip olabilir. Bu durumlarda, hipotermi yine de morbidite ve mortaliteye katkıda bulunabilir.

En belirgin hipotermi vakaları, hastanın soğuk havalarda dışarıda veya ısıtılmamış bir alanda bulunduğu durumlarda gözlenir. Ne yazık ki, hipotermiyi tanımlamak her zaman o kadar kolay değildir. Bir hastanın herhangi bir predispozan durum öyküsü varsa veya daha önce tartışılan özel popülasyonlardan birine giriyorsa, hipotermiyi düşünmek için daha düşük bir eşiğe sahip olunmalıdır.

Genellikle ambulanslarda taşınan oral ve termal termometreler çok güvenilir değildir. Birçok termometre 35 derece C’nin altında çalışmaz, bu nedenle bir ekip özel olarak donatılmadıkça doğru bir sıcaklık elde etmek mümkün olmayabilir. Rektal sıcaklık genellikle daha doğrudur, ancak soğuk veya donmuş dışkı varlığında bizleri yanıltabilir.

Her hastada olduğu gibi, öncelikle bilinç düzeyi ve hava yolu yönetimi ihtiyacı değerlendirilmelidir. Doğru ölçüm yapılmayan hastalarda hastanın ne kadar hipotermik olduğuna dair klinik bir fikir edinmek için, orta ve şiddetli soğumayı gösteren belirtilere dikkat edilmelidir. Eğer hastada midriyazis, konuşma ve hafızada güçlük, yaşamsal belirtilerin baskılanması, paradoksal soyunma veya diğer davranış bozuklukları ve bariz bir şekilde üşümüş olan birinin titrememesi mevcut ise durum orta veya ağır olarak değerlendirilir. Sepsisi olan hastalarda ateş yerine düşük sıcaklık ortaya çıkabileceğini unutulmamalıdır.

Hipotermi insan vücudunun her organ sistemini etkiler. Santral sinir sistemi başlangıçta, daha önce açıklandığı gibi vücudun oto-düzenleyici mekanizmaları tarafından hipotermiden korunur, ancak merkezi sıcaklık düştükçe SSS baskılanır. Hafif hipotermide bile hastalar geveleyerek konuşma, kafa karışıklığı, muhakeme bozukluğu ve amnezi yaşayabilir. Hipotermi kötüleştikçe hastalar yavaş hareket etmeye başalar, refleksleri kaybolur ve SSS kardiyovasküler sistemi düzenlemeyi durdurur.

Doku sıcaklığı düştükçe hücresel metabolizma yavaşlar. Bu durum hastalara bir yönde de avantaj sağlar; hayatta kalmak için daha az oksijen ve metabolik yakıt kullanırlar ve anoksik beyin hasarının ilerlemesini yavaşlatırlar.

Hafif hipotermide kalp hızı, kalp debisi ve sistemik vasküler direncin tümü artar. Bu ilk tepkiden sonra, kalp atış hızında kabaca doğrusal bir düşüş olur. 29 derecenin altına indiğinde sıcaklık, kalp atış hızı genellikle yaklaşık yarı yarıya azalmıştır. Hipotermik bradikardi, hücresel metabolizmanın doğrudan bir sonucu olduğundan, genellikle atropine dirençlidir. Hipotermi ilerledikçe, kalp debisi ve kan basıncıda düşer.

Solunum sistemide kardiyovasküler sistemle aynı şekilde hipotermiye yanıt verir.  Başlangıçtaki takipne görülürken ardından soluk alış verişi (bradipne) ve tidal volümde azalma görülür. Hipotermi arttıkça hastanın soluk alması ve göğüs duvar hareketleri azalır. Solumun tetiklediği bronkore, öksürük ve öğürme reflekslerinde baskılanma ile aspirasyon pnömonisi riski artar.

Hipotermide endokrin organ fonksiyonları iyi korunmuştur. Önceden bilinen bir hastalığı olmayanlarda plazma kortizol ve tiroid hormon seviyeleri normal veya yüksektir. İnsülin salınımı ve dokuların glikoz ihtiyacı azaldığından kan glikoz seviyesi genellikle normal veya yüksek ölçülür. Özellikle titremenin çok olduğu hallerde hipoglisemi de görülebilir.

Olay yerinde ilk değerlendirme yapan 112 ekibi için bir kaç klinik belirti önemlidir. Hafif hipotermide, hastalar ısı üretmek için titrerler. Hastaların vücut sıcaklıkları 32 derecenin altına düştüğünde titreme daha az etkili hale gelir. Sıcaklık düşmeye devam ettikçe hastanın titremesi tamamen duracaktır. Hafif ve orta derecede hipotermi diüreze neden olur, bu nedenle hastalar kolayca dehidrate olabilir. Son olarak, hipotermi koagülopatiye neden olur. Aslında, hipotermi, pıhtılaşma bozukluğu ve asidoz, ölümün travma üçlüsü olarak bilinir.

Hipotermi oksihemoglobin eğrisinin sola kaymasını arttırarak dokuların oksijeni alımında azalmalar meydana getirir. Ayrıca SSS’ de konfüzyondan komaya kadar giden bir bilinç bozukluğu tablosuna ek olarak dilate, reaktif olmayan pupiller ve azalmış kan akımına neden olurlar. Kan akımının azalmasına rağmen beyin dokusunun oksijene olan ihtiyacı daha da fazla azaldığı için iskemik komplikasyonlar azalmıştır. Hipotermi SSS de oluşan
iskemik period süresince perisitlerin göçünü önleyerek kan beyin bariyerinde oluşan fonksiyon bozukluğunu azaltmaktadır.

blank

Hafif Derece Hipotermi: Vücut ısısı düştüğünde, 32-35ºC arası arasında olduğunda özellikle uç noktalarında; ellerde, ayaklarda kulak, burunda üşüme başlar, hafif koordinasyon bozukluğu ve güçlü titremeler meydana gelir. Hipotermi derinleştikçe hafıza kaybı, konuşma bozukluğu, yürümede zorlanma ve bilinç değişikliği görülür.

Orta Derece Hipotermi: Vücut sıcaklığının 32 ile 28 derece arasında olduğu durumdur. Tablo hafif hipotermiye göre daha ağırlaşmıştır. Tüm vücut fonksiyonları yavaşlamaya başlamıştır. Hastalarda atriyal veya ventriküler aritmi görülebilir. Hasta stupor ve letarjik durumdadır. Vücudun kompanzasyon mekanizmaları yetersiz kalmakta ve titremeler durmuş durumdadır. Bu nedenle orta derece hipotermik hastalarda hızlı ısı kaybı başlar ve ağır hipotermiye daha hızlı girerler.

Ağır Derece Hipotermi: Ağır hipotermide vücut ısısı 28ºC’nin altındadır. Titreme yoktur. Bu dönemde hayatı tehdit eden ciddi disritmiler görülür. Elektrokardiyografide (EKG) klasik hipotermi bulguları görülür.

Özel Popülasyonlar

Hem bebekler hem yaşlı hastalar soğuğa karşı özellikle savunmasızdır. Bebekler ve yaşlılar daha az fizyolojik rezerve sahiptir ve gerektiğinde ısı üretimini artırma yetenekleri azdır. ABD’de her yıl hipotermiden ölümlerinin yaklaşık yarısı 65 yaş ve üstü hastaları içerir.

Yaşlı hastalar genellikle ortam sıcaklığını algılama yeteneklerini kaybetmeye başlarlar bu davranış soğuk ortamlara karşı davranışsal tepkilerini köreltir. Kışın mevsiminde yaşlı hastalar çok az soğuk olan bir evde bile uzun süre oturmaktan dolayı hipotermik olabilir.

Hareketsiz hastalarda iletken ısı kaybına özellikle dikkat edilmelidir. Yerde ve ayağa kalkamayan bir hasta, havaya göre yerle temas ettiği sürece çok daha fazla ısı kaybeder.

Yenidoğanların soğuğa karşı neredeyse hiç savunması yoktur. Bu nedenle ısıtma yenidoğan resüsitasyonunun çok önemli bir parçasıdır.  Yüksek yüzey hacim oranlarının, yalıtım için çok fazla deri altı doku eksikliği ve davranışsal savunmaların tamamen yokluğu, bebekleri ortam sıcaklıklarına karşı çok hassas hale getirir.

Travma hastaları da hipotermiye karşı çok savunmasızdır. Çeşitli çalışmalarda majör travmalı hastaların %29-66’sında hipotermi saptanmıştır. Hipotermi daha fazla morbite ve mortalite ile ilişkilidir. Bu popülasyonda yüksek hipotermi insidansına katkıda bulunan birçok faktör vardır; SSS yaralanmaları, düşük bilinç seviyeleri, yanıklar, büyük açık yaralar ve şok, vücudun sıcaklığı düzenleme yeteneğini bozmaktadır.

blank

Potansiyel olarak hipotermik hastalar için fizik muayene, doğru bir vital parametreler elde etmeye ve hipoterminin en tehlikeli sekellerini belirlemeye odaklanmalıdır. Muayene sıcak bir alanda yapılmalı ve hasta mümkün olduğunca kuru ve giysili olmalıdır. Belirgin derecede hipotermik hastalarda nabız ve solunum mevcut olabilir ancak tespit edilmesi zor olabilir; vitaller tam 60 saniye dikkatlice kontrol edilmelidir. Şayet nabız ve solunum alınamıyorsa hemen kardiyopulmoner resüsitasyona (KPR) başlanmalıdır. Nabız varlığından şüphe ediliyorsa yine kalp masajı uygulanmalıdır.

Hastanın hayati organlarının durumu hipoterminin derecesine göre değerlendirilir. Örneğin, hastamızın ciddi şekilde hipotermik göründüğünü ve kan basıncının 128/72 mmHg olduğunu varsayalım. Bu normal görünebilir, ancak böyle hipotermik bir hastada hipertansiftir. Kafa travması veya ilaç kullanımı gibi hipertansiyonun kritik nedenleri dikkate alınmalıdır.

blank

Hastadan hızlıca kan şekeri bakılmalı. Ayrıca hastalarda kan gazı, hemogram, geniş biyokimya, troponin, İNR istenmelidir. Hastaların kan gazı değerlendirmesinde laboratuardaki aletler pH değerlendirilmesini 37ºC’ye göre değerlendirdiklerinden kan pH’sının düzeltilmesi gereklidir. Hastanın gerçek pH’sı =okunan pH + (0.015 x (37ºC -ölçülen ısı)

blank

Acil servise gelen hipotermik hasta hızla resüsitasyon odasına alınmalı, var ise üzerindeki ıslak kıyafetler tamamen çıkartılmalı ve hava akımının olmadığı ılık bir ortam sağlanmalıdır. Hasta hızlıca monitörize edilmelidir. Başlangıçta %100 O2 verilmeli, intravenöz sıvı desteği
sağlanmalıdır. Hipotermik hastalarda glikojen depoları azalması ve hipoglisemi semptom ve bulgularının maskelenmesi nedeniyle İV Glukoz tedavisi uygulanmalıdır. Vücut iç ısısını gösterebilecek monitörizasyon sağlanmalıdır. Hipoterminin ağırlığına göre tedavi planlanmalıdır. Oluşabilecek kardiyovasküler kollaps ve disritmiler akılda tutularak ısıtma yöntemi olarak egzersiz yaptırılmamalıdır. Acil servis yaklaşımı hastane öncesi yaklaşım kısmında anlatılmış.

blank

Hastanın suda, bir su kütlesinin üzerindeki buzda, karda ve depremde enkazın olduğu tespit edilirse, kurtarma için uygun şekilde eğitilmiş personel gönderilmelidir. Suda ve buzdan veya enkazın altından kurtarma çok tehlikelidir ve dikkatli bir hazırlık yapılmadan denenmemelidir. Suda boğulma gibi durumlarda ekip güvenli bir yerden hastaya yüzdürme cihazları veya halatlar atabilir. Gerektiğinde teknik, dağ ve vahşi yaşam kurtarma kaynakları kullanılmalıdır.blank

İletken ısı kaybını durdurmak için hastanın ıslak giysileri çıkartılmalı ve termal battaniyeyle sarılarak soğuktan korunmalıdır.

Hasta güvenli bir ortama alındığında tıbbi yardım başlatılmadır. Tedavideki birinci öncelik hastayı ısı kaybetmediği bir ortam uzaklaştırmak ve sonrasında ısıtmaktır. Genellikle hastayı ambulansın arkasına almak ve ısının yüksek olduğundan emin olmak yeterli olabilir. Su ısıyı havadan 25 kat daha hızlı ilettiği için ıslak veya soğuk giysilerin bir an önce çıkarılması gerekir. Arkasından da hasta termal battaniyeyle örtülmelidir. Bu işlemler sağlanırken yavaş hareket edilmelidir. Hastanın hızlı hareket ettirilmesi ve bakımın hızlı, kaba yapılması miyokardiyumu etkileyerek aritmiye sokabileceğini unutulmamalıdır. Bu nedenle orta derecede ve ciddi derecede hipotermik hastalara mümkün olduğunca nazik davranılmalıdır (kaba davranıştan kaçın). İleri bir hava yolunun sağlanması muhtemelen aritmiye neden olmaz ve gereksinim var ise yapılmalıdır.

Hafif Hipotermiye Yaklaşım: Hafif hipotermisi olan hasta için battaniyeler ve ısıtılmış bir ambulans bölmesi ile pasif yeniden ısıtma yeterli olur. Islak giysiler çıkarılmalıdır. Hasta transfer sırasında kardiyak monitörizasyon takip edilmelidir. Mümkünse soğuk veya oda sıcaklığındaki IV sıvıların verilmesinden kaçınılmalıdır.

Orta-Ağır Hipotermiye Yaklaşım: Orta ve şiddetli hipotermik hastalar için yukarıdaki adımların tümü yapılmalıdır. Mümkünse ısıtma yastıkları veya basınçlı sıcak hava gibi diğer yöntemler kullanılmalıdır. Aktif harici yeniden ısıtmayı kullanırken yanıkları önlemek için hastayı sık sık yeniden değerlendirilmelidir. Öncelikle aktif yeniden ısıtma ekstremitelerle değilde gövdeyle başlamalıdır. Önce ekstremiteler ısıtılırsa, distal vazodilatasyon soğuk kanın kalbe hızla geri dönmesine neden olabilir. Bu durum afterdrop adı verilen sıcaklıkta bir düşüşe yol açabilir. Yerel protokollere uygun olarak komutada izin ve ekipman tarafından izin veriliyorsa, 40-42 derece C’ye ısıtılmış IV sıvılar uygulanmalıdır.

Hipotermik hastalarda birçok aritmi görülebilir, ancak çoğu herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymaz ve hastanın iç sıcaklığı artmasıyla kaybolur. Sıklıkla hipotermiye eşlik eden bradikardir, düşük kalp hızı sinoatriyal veya atriyoventriküler düğümün etkilenmesinden kaynaklanmadığından atropine dirençli olma eğilimindedir.

blank

Arrest Hastalarda Yaklaşım

Hastanın tepkisiz olduğu anlaşılırsa, hipotermik hastalarda metabolizma yavaş olduğu için  nabız ve solunum daha uzun sürede (60 saniye) değerlendirilir. Gereksiz göğüs kompresyonları, aşırı derecede hipotermik bir hastayı kolayca potansiyel olarak ölümcül bir aritmiye sokabilir. Göğüs basını ve ventilasyon hızları normotermik kardiyak arrest ile aynıdır. Hipotermik kardiyak arrest hastalarda hasta ventriküler fibrilasyonda ise hasta defibrile edilir. Üç kez defibrilasyon sonrasında devem eden ventiküler fibrilasyon durumunda kor sıcaklığı >30ºC olana kadar hasta defibrile edilmez ve sıcaklık <30ºC’nin altında ise bir tur adrenalin uygulanmasından sonra adrenalinde uygulanmaz. >30ºC’nin üstünde olan hastalarda adrenalin verilme sıklığı 6-10dk ya çıkartılır. Bu gibi durumlarda tıbbi komuta ile iletişim halinde olmak genellikle yararlıdır.

Hipotermik kardiyak arrest hastalarında kor sıcaklığı <28ºC ise olay yeri güvenli veya uygun değil ise KPR geciktirilebilir. Sürekli KPR mümkün değil ise aralıklı KPR uygulanabilir.

Hipotermik kardiyak arrest hastaslarda eğer hasta transportu uzun sürecekse mekanik KPR cihazlarının kullanımı önerilmektedir. Ayrıca hipotermik hastalarda CPR süresi uzun olabileceği için kaliteli başarılı resüsitasyonun devamı için saatler boyunca sürekli yüksek kaliteli göğüs kompresyonları sağlamak için kullanılabilir.

Ani kardiyak arrest riski yüksek olan (kor sıcaklığı <30ºC, ventriküler aritmi, sistolik kan basıncı <90mmHg) ve kardiyak arrest olan hastalar ekstrakorporeal yaşam desteği (ECMO) imkanı olan merkezlere sevk edilmelidir.

blank

Acil servise gelen hipotermik getirilen hastayı hızla resüsitasyon odasına alınmalı ve üzerindeki ıslak kıyafetler 112 tarafından çıkarılmadıysa tamamen çıkartılmalıdır. Hasta hızlı bir şekilde monitörize edilmeli ve üstü battaniye ile sarılmalıdır.  Mümkünse vücut iç ısısını gösterebilecek monitörizasyon sağlanmalıdır. Hipoterminin şiddetine göre tedavi
planlanmalıdır. Oluşabilecek kardiyovasküler kollaps ve disritmiler açısından dikkatli olunmalı hasta fazla hareket ettirilmemeli ve kardiyak monitörize edilmelidir. Hipotermi tedavisinde temel amaç ısıtmadır. Isıtma yöntemleri kullanılış yerine göre eksternal (pasif ve aktif) ve internal (aktif) ısıtma diye iki gruba ayrılır.

  1. Pasif eksternal ısıtma: Ilık bir ortamda battaniye ile örterek vücudun titreyerek kendi ısısını yükseltmesi sağlanır. Hafif ve orta hipotermide kullanılır.
  2. Aktif eksternal ısıtma: Isıtılmış battaniye, ısıtıcı battaniye, ısıtılmış hava verilmesi, sıcak su şişeleri (45ºC), kimyasal ısı paketleri vücudun boyun göğüs ve kasık kısımlarına yerleştirilir.
  3. Aktif internal ısıtma yöntemleri: Bu yöntemler arasında ısıtılmış İV sıvılar, nemlendirilmiş ve ısıtılmış O2, potasyumsuz sııvılar ile ile peritonal lavaj›, sıcak gastrik lavaj, ekstrakorporeal yaşam desteği (ECMO) kullanılır.

blank

  • Özellikle şiddetli hipotermide aktif eksternal ısıtma periferik vazodilatasyon yaparak kanı iç organlardan uzaklaştırır, soğuk kan ise iç organlara yönelir. Böylece vücut iç ısısı daha da düşer ve tehlikeli disritmi oluflma sıklığı artar. ” After drop” etki olarak adlandırılan bu durum tedavi uygulamalarında mutlaka akılda bulundurulmalıdır.
  • Hipotermik kalp; kardiyak ilaçlar, pacemaker stimulasyonu ve defibrilasyona cevap vermeyebilir. Ek olarak ilaç metabolizması azalmış olduğundan tekrarlayan dozlarda ilaç uygulaması ile toksik bulgular ortaya çıkabilir. Bu nedenle 30ºC alt›nda ilaç
    uygulamasından kaçınılmalı, 30ºC üzerinde ise doz aralıkları uzatılmalıdır.
  • Soğuğa bağlı gelişen fizyolojik sinüs bradikardisinde ilaç ve pace tedavisine gereksinim olmayıp bu durum ısıttma ile kendiliğinden düzelir. Oluşan sinüs bradikardisi pacemaker hücrelerinin azalmış depolarizasyonuna bağlı olduğundan antikolinerjik ajanların (atropin) tedavide yeri yoktur.
  • Vücut ısıtılması sırasında vasküler boşluklar vazodilatosyona bağlı genişleyeceğinden 45–60 dakikadan daha fazla hipotermik kalan hastalarda volüm replasmanı yapılmalı, ringer laktat hipotermik karaciğer laktatı metabolize edemediğinden verilmemelidir.
  • Rutin steroid, barbiturat ve antibiyotik verilmesinin yaşam şansını arttırıcı etkisi saptanmamıştır.

blank

  • https://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_22311/EAJEM-8-9-En.pdf
  • https://doi.org/10.1016/j.resuscitation.2021.02.011
  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK545239/#:~:text=Hypothermia%20occurs%20when%20your%20body,Luckily%2C%20hypothermia%20is%20avoidable.
  • https://cms.galenos.com.tr/Uploads/Article_22311/EAJEM-8-9-En.pdf
  • https://www.jems.com/patient-care/identifying-and-managing-accidental-hypothermia/
  • https://studmed.uio.no/elaring/fag/hjertesykdommer/en/ecg/bilder.html

blank

Sıcak Acilleri

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen isminizi buraya giriniz