Kuduz, çoğunlukla kuduz bir hayvanın ısırması yoluyla bulaşan önlenebilir viral bir hastalıktır. Kuduz virüsü, memelilerin merkezi sinir sistemini enfekte eder ve sonuçta beyinde hastalığa ve ölüme neden olur. Kuduz immünglobulini /antiserumu, kuduz ile karşı karşıya kalma riski yüksek olan insanlara, maruz kalırlarsa korunmaları amacıyla yapılır. Eğer uygun zamanda hastalığa maruz kaldıktan sonra bir kişiye verilirse hastalığı önleyebilir. İnsan kaynaklı, hayvan kaynaklı ve rDNA kaynaklı 3 tip immümglobülin mevcuttur. Türkiye de sağlık bakanlığı hastanelerinde şuan her 3 immünglobulini grubuda bulunmaktadır. Katkılarından dolayı Hemşire Ayşe Baytaroğlu’na teşekkür ederiz.
İnsan Kaynaklı İmmünglobulin / Antiserum
At Kaynaklı İmmünglobulin / Antiserum
rDNA Kaynaklı İmmünglobulin /Antiserum
- Kuduz Antiserumu (rDNA): Rabies Human Monoclonal Antibody (rDNA)
Kaynak: At Kaynaklı
Ürün Sahibi: Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Üretim Yeri: Nobel İlaç San ve Tic. A.Ş
Saflaştırma Yeri:
ALBIES® 1000 IU/5ml IM/SC Flakon
1 flakonda at kökenli ≥1000IU immünglobülin (Kuduz Antiserumu) bulunur. Her ml’sinde en fazla 100 mg protein içermektedir. Glisin, sodyum hidroksit ve hidroklorit asit içerir.
Kuduz ciddi bir hastalıktır. Buna bir virüs neden olur. Kuduz esas olarak bir hayvan hastalığıdır. Enfekte olmuş bir hayvanın ısırmasıyla insanlara kuduz bulaşır. Başlangıçta herhangi bir belirti olmayabilir. Ancak, ısırıldıktan haftalar hatta bir kaç ay sonra kuduz ağrıya, yorgunluğa, baş ağrısına, ateş ve irritabiliteye neden olabilir. Bunları nöbetler, halüsinasyonlar ve felç izler. İnsanda olan kuduz neredeyse her zaman öldürücüdür.
Vahşi hayvanlar kuduz hastalığının en sık kaynağıdır.
Kuduz Riskli Temas:
- Köpek
- Kedi
- Kokarca
- Rakun
- Çakal
- Tilki
- Ve diğer memeliler
hastalığı bulaştırabilir.
Kuduza yakalanma ihtimali olan hayvanların ısırıkları, yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. Son bir yıl içerisinde aşı olmamış veya aşılanma bilinmiyorsa hekim tarafından durum kategori 3 ve 4 olarak değerlendiriliyorsa immuglogulin yapılır.
- Köpek ısırmaları kategori III ve IV ve son bir yıl içerisinde hayvan aşı olmamış veya aşılanma bilinmiyorsa veya gözlemiyorsa
- Kedi ısırmaları kategori III ve IV kategori III ve IV ve son bir yıl içerisinde hayvan aşı olmamış veya aşılanma bilinmiyorsa veya gözlemiyorsa
- Yabani hayvan ısırması
- Açık yara, kesi, müköz membranların tükrük, salya ve diğer nöral doku, hayvanlarda kullanılan canlı oral aşı yemleri gibi potansiyel enfekte olabilecek materyalle teması ve tırmalama da ısırık dışı kuduz riskli temas olarak kabul edilir.
- Lezyonun yüz , boyun, parmak uçlarında olması kategori 3 olarak değerlendirilir.
- Kategori II-III-IV olup immün sistemi baskılanmış hastalar (splenektomi dahil), kemoterapi gibi immün sistemi baskılayan ilaç alan hastalar CD4+ hücre sayısı<200/mm3 olan HIV+ kişilerlerde uygulanır.
- Bir hayvanın davranışı ve görünümü, ısırık veya temasın durumu kuduz yaklaşımını belirler. Kuduz için vektör olduğu bilinen memeli bir hayvanın normal davranışından farklı bir ajitasyon veya parsiyel paralizi hali ile saldırması, mutlaka yüksek riskli bir kuduz teması olarak ele alınmalıdır.
- Kuduzun endemik olduğu bölgelerde kuduz vektörü olabilecek hayvanlarla her türlü temasta infeksiyon riski göz önünde bulundurulmalıdır.
- Esas vektörlerin aşılanmamış hayvanlar olduğu kabul edilse de, aşılanmış hayvanlar da aşı uygulaması veya etkisi ile ilgili aksaklıklar nedeniyle kuduz bulaşın da rol alabilirler. Sağlıklı görünen bir köpeği eğer 2 kez etkili bir aşı ile aşılanma öyküsü varsa bu köpeği kuduz olma olasılığı düşüktür.
- Kuduz infeksiyonu şüphesi olan her durumda büyük bir hızla tedaviye başlanmalıdır. Temas sonrası hızlı doğru bir tedavi ile virusun santral sinir sistemine ulaşması ve klinik bulgular ve klinik bulguların ortaya çıkması önlenebilir.
Temas sonrası kuduz profilaksisi gerektirmeyen durumlar:
- Ülkemizde ve dünyada güncel verilerle fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan, yabani tavşan ısırıklarında ve kuduz şüphesi ile ölmüş hayvanın pişirilmiş et ve süt ürünlerinin tüketilmesi ile insana kuduz geçişi gösterilmemiştir, proflaksi gerekli değildir.
- Güncel verilerle, ülkemizde eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması
durumunda (doğal ortamdaki mağaralarda olan yarasa teması vaka temelli değerlendirilir). - Soğukkanlı hayvanlar (yılan, kertenkele, kaplumbağa vb.) tarafından ısırılma durumunda.
- Kümes hayvanları ısırıklarında.
- Sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme.
- Bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından 10 günden daha önce ısırılma
veya temas durumunda. - Daha sonra kuduz olduğu anlaşılan bir hayvanı beslemiş olmak, sağlam derinin hayvanın
kan, süt, idrar ve/veya feçesiyle temas etmiş olması, pişmiş etini yemek, kaynatılmış
veya pastörize edilmiş sütünü içmek veya bu sütle yapılan süt ürünlerini tüketmek. - Kuduz hastasına rutin bakım yapan riskli teması olmayan sağlık personeline (müköz
membran veya bütünlüğü bozulmuş deri teması, ısırma vs.) - Kedi temaslarında; Çıplak derinin hafifçe sıyrılması (deri altına geçmeyen yaralanmalar),
kanama olmadan küçük tırmalama veya zedeleme şeklinde yaralanmaya sebep olan,
provakasyon ile olmuş ısırılma dışı kedi temasları - Son 6 (altı) ay içinde tam doz kuduz temas sonrası profilaksi uygulanmış kişilerde
profilaksi gerekmez. - Yeterli kuduz antikor titresi bulunanlar.
- Heterolog İmmünglobülin Uygulaması; (at kaynaklı) olanlarda 40 IU/kg,
- İnsan Kaynaklı İmmünglobülin Uygulaması; 20 IU/kg
olarak çocuklar dahil tüm yaş grupları için yapılmalıdır. Dozun artırılmasının hiçbir yararı yoktur ve hatta antikor yanıtını baskılayabilir. İmmünglobülinin tamamı, anatomik olarak uygun ise yara çevresine ve yara içine yapılmalı, anatomik olarak uygun değilse bir kısmı kompartman sendromu dikkate alınarak yara çevresine ve yara içine yapılmalı, geri kalanı sistemik olarak İM yolla (gluteal bölgeye yapılmamalıdır, öncelikle deltoid veya bacak anterolateral bölgesine) yapılmalıdır. Eğer önerilen doz miktarı tüm yaraya uygulamak için yetersiz kalıyorsa steril serum fizyolojik ile yaranın büyüklüğüne göre yeteri kadar sulandırılarak yara içine ve çevresine uygulanmalıdır.
- Kuduz immünglobulini tek dozda bir kez uygulanır.
- Mümkünse birinci doz aşı ile beraber yapılması önerilir. Ama ilk aşı dozunun uygulanmasından sonraki yedi güne kadar uygulanabilir. Yedinci günün ötesinde, aşıya karşı bir antikor yanıtının oluştuğu varsayıldığından önerilmez.
- İmmünglobülin yapılırken özellikle küçük yaralarda kompartman sendromu gelişmesi konusunda dikkatli olunmalıdır.
- KUDUZ İMMÜNGLOBULİNİ AŞI İLE ASLA AYNI ENJEKTÖRLE VE AYNI ANATOMİK BÖLGEYE YAPILMAZ.
- Yaraya mümkün olduğu kadar dikiş ve benzeri girişim yapılmaması tercih edilir.
- Derin ve geniş yaralanmalarda, kozmetik faktörler ve enfeksiyon riski değerlendirilmelidir.
- Kuduz profilaksisi gerekiyorsa, virüsün sinir içine inokülasyon riskini en aza indirmek için yara çevresine ve içine kuduz immünglobulini yapıldıktan 2 saat sonra dikiş atılabilir.
Örnek: 70kg ağırlıgındaki bir yetişkine bacağından ısırılıyor ve yarayı riskli buluyor ve hekim immünglogulin uyguma yakmak iistiyor
At kökenli kuduz immunglobulin Equirab elimizde
5 ml 1000 ünite var (bir flakon)
1 ml 200 ünite
Kg başına 40 ünite yapılır,
Bu nedenle örneğin 70 kg lık bir kişiye 70X40= 2800 ünite yapılması lazım
Yani 5 ml lik bir flakonda 1000 ünite olduğuna göre;
70 kg lık bir kişiye toplam olarak yaklaşık 3 flakon kullanılır
2 flakon=10 ml =2000 ünite + diğer flakondan da 4 ml =800 ünite çekilip uygulanır. Toplamda 2800 ünite yara yerine ve çevresine yapılır..
Yeterli bilgi yok.
Yeterli bilgi yok.
- Enjeksiyon bölgesinde ağrı
- Sertlik
- Hipersensitivite reaksiyonları (Kaşıntı, döküntü, kızarıklık, alaflaksi)
- Adenopati
- Eklem Ağrısı
- Mide bulantısı
- Döküntü
- Göğüs ağrısı
- Nefes darlığı
- Baş dönmesi
- Yüzün şişmesi
- Ağız ülserleri
- Titreme
- Hipotansiyon
At kaynaklı immünglobulin uygulamalarında hipersensitivite reaksiyonları sık
görülmemektedir. Yapılan çalışmalarda, oluşabilecek hipersensitivite reaksiyonlarını
değerlendirmek amacıyla immünglobulin uygulamasından önce yapılan deri testinin
duyarlılığı ve özgüllüğü düşük bulunmuştur. Ayrıca Dünya Sağlık Örğütü (DSÖ) tarafından da test önerilmemektedir. Bu nedenle daha önceki alerjik reaksiyon öyküsü gibi özel durumlar hariç deri testine gerek yoktur. Ancak her türlü enjeksiyonda olduğu gibi, kuduz aşısı ve immünglobulin uygulaması sırasında nadir görülebilen olası alerjik reaksiyonlar için müdahale koşulları mutlaka hazır olmalıdır.
İmmünglobulin uygulamalarında anafilaktik reaksiyon riski için adrenalin/epinefrin hazır bulundurulmalıdır. Erişkin için 1/1000 solüsyondan (1mg/1mL) maksimum 0.5 mg İM uygulanır. Çocuk için ise maksimum 0.3 mg (0.01 mg/kg) bacağın orta anterolateral bölgesine IM yapılır. Gerekirse 5-15 dakika ara ile doz tekrarlanabilir. Genellikle 1-2. dozdan sonra yanıt alınır. Ayrıca oksijen 6-8L/dk verilmeli, hasta damar yolu açılarak %0.9 izotonik solüsyon verilmeli ve takip edilebileceği bir merkeze acil olarak sevk edilmelidir.
- İmmünglobülin asla aşıyla aynı enjektörle ve İmmünglobülin asla aşıyla aynı anatomik bölgeye yapılmaz.
- ALBIES® 1000IU/5ml IM/SC Flakon
- Equirab® 1000IU/5ml IM/SC Flakon
- HSGM Kuduz Antiserumu 1000IU/5ml IM/SC Flakon
- www.acilcalisanlari.com/kuduz-profilaksi-rehberi-2019.html
- https://www.cdc.gov/rabies/index.html
- https://www.immunize.org/vis/turkish_rabies.pdf
- https://www.1mg.com/drugs/equirab-1500-injection-157996
- https://rabiesalliance.org/tools/advocacy-tools/end-rabies-now