Q dalgası, ventriküler depolarizasyonun başlangıcında, interventriküler septumun soldan sağa doğru depolarizasyonunu yansıtan, EKG’de görülen ilk negatif (aşağı yönlü) defleksiyondur.
Normal Q Dalgasının Özellikleri:
-
İlk negatif defleksiyon olup, kendisinden önce pozitif bir dalga (örneğin R dalgası) bulunmasına gerek yoktur.
-
Genişliği (süresi): < 0.04 saniye (1 küçük kare)
-
Derinliği (amplitüdü): < 2 mm veya ilgili R dalgasının %25’inden az
-
Genellikle DI, aVL, V5 ve V6 gibi lateral derivasyonlarda küçük Q dalgaları normal kabul edilir.
-
aVR derivasyonunda derin Q dalgası fizyolojik olabilir, çünkü elektriksel aktivite bu derivasyondan uzaklaşır.
Farklı derivasyonlardaki Q dalgaları
- Küçük Q dalgaları çoğu derivasyonda normalde bulunmaktadır.
- Derin Q dalgaları (> 2 mm), DIII ve aVR’de varyasyon olarak normalde görülebilir.
- Normal şartlar altında, Q dalgaları sağ taraf derivasyonlarında görülmez (V1-3).
Patolojik Q Dalgası:
Bunların varlığında Q dalgaları patalojik olarak kabul edilir:
- Genişliği > 0.04 saniye (40 ms :1 mm)
- Derinliği > 2 mm veya R dalgasının %25’inden fazla
- V1-3‘te görülmesi
- Birden fazla komşu derivasyonda görülmesi (özellikle aynı koroner arter bölgesini temsil eden)
- Eski miyokard infarktüsü göstergesi olabilir (özellikle transmural enfarktüslerde)

Patolojik Q dalgaları, özellikle daha önce geçirilmiş bir miyokard infarktüsünü işaret eder. Geniş alanları etkileyen infarktüslerde, EKG’de genellikle normalden daha geniş ve derin Q dalgaları görülür. Bu nedenle bu dalgalar “patolojik Q dalgaları” olarak adlandırılır. Genellikle semptomların başlamasından 6–16 saat sonra ortaya çıkarlar, ancak bazı durumlarda daha erken de görülebilirler.
Geleneksel kaynaklar, patolojik Q dalgalarının kalıcı EKG bulguları olduğunu ve genellikle transmural infarktüs (STEMI) ile ilişkili olduğunu belirtir. Ancak, güncel araştırmalar bu bilgiyi sorgulamaktadır. Örneğin, inferior infarktüs geçiren hastaların yaklaşık %30’unda patolojik Q dalgaları zamanla kaybolabilir. Ayrıca Q dalgalarının amplitüdü zamanla azalabilir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çalışmaları ise, patolojik Q dalgalarının yalnızca transmural değil, yaygın subendokardiyal infarktüs (NSTEMI) sonrası da oluşabileceğini göstermiştir.
Eğer patolojik Q dalgaları bir miyokard infarktüsüne bağlı olarak gelişirse, bu durum Q dalgası infarktüsü olarak adlandırılır. Ancak bu terimin klinik önemi genellikle düşüktür. Q dalgası infarktüsleri çoğunlukla transmural infarktüs (STEMI) ile ilişkilidir, ancak yaygın subendokardiyal iskemiler (NSTEMI) de benzer Q dalgalarına neden olabilir.
Q dalgası infarktüsü tanısı koyabilmek için, patolojik Q dalgalarının anatomik olarak komşu en az iki derivasyonda görülmesi gerekir. STEMI hastalarında, ST segment elevasyonu ve patolojik Q dalgaları genellikle aynı derivasyonlarda bulunur. Bu nedenle patolojik Q dalgaları, infarkt alanının yerini belirlemede değerli bir ipucu sağlar.
56 yaşında erkek hasta acil servise göğüs ağrısı şikaye ile başruyor ve trop takibine alınıyor. Hasta geçmişinde koronore anjio olduğunu ve stent uygulandığını bilditiyor. HBYS sistemi inlelendiğinde 4 yıl önce LAD proksimal ve mid segmentte %90 oranında darlıklar tespit edilmiş ve başarılı bir stent uygulandığı öğreniyor.
EKG İncelemesi
-
V1 – V4 derivasyonlarında belirgin şekilde derin Q dalgaları izleniyor.
-
Bu dalgalar 2mm’nin üstü geçirilmiş anteroseptal MI’ünü yansıtıyor.
Hastanın 4 yıl önce acil servise göğüs ağrısı ile ayaktan başvurduğu yeşil alanda sıra beklerken bilinç durumu bozukluğu geliştiği ve hızlı bir biçimde kırmızı alana çekildiği öğreniyor. Kırmızı alana kabulünde hastanın ritminin ventriküler fibrilasyon (VF) olduğu saptandı ve hızlı şekilde defibrilasyon uygulandığı anlaşılıyor. Hastya kardiyopulmoner resüsitasyona (CPR) yapıldığı ve hasta hızla entübe edildiği öğrenliyor. Defibrilasyon sonrası normal ritme dönmeyen hastaya CPR uygulanmaya devam edilmiş. Resüsitasyon sırasında birden fazla defibrilasyon gereksinimi ortaya çıkmış.Hastaya amiodaron infüzyonu başlanmış. Takiben yine VF gelişmesi üzerine magnezyum sülfat infüzyonu uygulanmış. Magnezyum sonrası da ritim normale dönmüş. Kan basıncı regülasyonu sağlanmış ve saturasyon %100 düzeyine ulaşmış. Bu süreçte periferik dolaşımın bozulması nedeniyle hastaya bikarbonat infüzyonu uygulanmış ve hasta mevcut yukarıdaki EKG ile kardiyolojiye danışılmış ve koroner anjio alınmış LAD proksimal ve mid segmentte %90 oranında darlıklar tespit edilmiş stent takılmış. Sonrasında yoğun bakımda yatan hasta sekelsiz taburcu olmuş. Vaka paylaşımı için Uzm. Dr. Alparslan Mutlu beye teşekkür ederiz..
46 yaşında erkek hasta halsizlik şikayetiyle acil servise başvurmuş ve çekilen EKG.
EKG İncelemesi
-
V1 ve V2 derivasyonlarında belirgin şekilde derin Q dalgaları izleniyor.
-
Bu dalgalar 2mm’nin üstü geçirilmiş anteroseptal MI’ünü yansıtıyor.
Hasta yaklaşık 15 gün önce göğüs ağrısı şikayeti ile acil servise başvurmuştur. Yapılan değerlendirmede, high-sensitivity troponin I (hs-TnI) değeri 600 ng/L (referans aralığı: 0–47 ng/L) olarak saptanmış, bu bulgu doğrultusunda NSTEMI (ST elevasyonsuz miyokard infarktüsü) tanısı konulmuştur. Tanıya istinaden hastaya koroner anjiyografi uygulanmıştır. 15 gün önce çekilen EKG
- https://ecgwaves.com/topic/ecg-criteria-myocardial-infarction-pathological-q-waves-r-waves/
- https://litfl.com/q-wave-ecg-library/