Torus, Latince’de şişlik-çıkıntı anlamına gelen “tori” kelimesinden türemiştir. Genellikle eklemlere yakın bölgelerde görülür. Kemiğin metafiz-diyafiz bileşkesinde periostun sağlam olduğu, tek korteksin ayrışmamış veya minimal ayrışmış kırıklarına denir. Kemiğin esnek ve yumuşak olması nedeniyle özellikle çocuklarda daha sık gözlemlenir. Çocuklarda kemik zarının (periost) kalın olmasından dolayı, kemiğin kompresif (ezilme) yüklere maruz kalması sonucu akordeon gibi kendi içine katlanması ile oluşur.
Bu tür kırıklar genellikle stabil olup, cerrahi müdahale gerektirmez. Tedavisi, genellikle alçı veya atel ile immobilizasyon ve takip ile yapılır. Çocuklarda hızlı iyileşme potansiyeli yüksek olduğu için genellikle iyi prognoza sahiptir.
Pediatrik iskelet anatomisi, yetişkin iskeletine göre farklı özelliklere sahiptir. En önemli farklılıklardan ikisi, faysal büyüme plağının varlığı ve altta yatan daha yumuşak kemikle birlikte daha kalın bir periostun bulunmasıdır. Yumuşak, şekillendirilebilir kemik ve kalın bir koruyucu periost örtüsü ile küçük yaralanmalar, kortikal bir kırılma olsun ya da olmasın, bir dizi deformiteye neden olabilir. Uzun kemiklerde, kortikal kırılma olmaksızın meydana gelen yaralanmalar ya mikrofraktür yoluyla plastik deformasyona ya da uzun kemikte ‘bükülme’ veya ‘torus’ kırığı olarak tanımlanan bir ‘bükülmeye’ yol açar.
Bu özellikler, pediatrik kemiklerin daha esnek ve daha dirençli olmasına katkıda bulunur. Bu nedenle çocuklarda kırıkların iyileşme süreci genellikle daha hızlı ve daha sorunsuz ilerler. Tedavi genellikle alçı veya atel ile yapılır ve cerrahi müdahale nadiren gereklidir.
Torus kırıkları neredeyse sadece çocukların uzun kemiklerinde meydana gelir, ancak yassı kemiklerde, özellikle kaburga kırıklarında da ortaya çıkabilir. Distal radius, çocukluk döneminde en sık kırılan kemikler arasındadır. Yaralanma mekanizması, sıklıkla uzanmış bir kolun üzerine düşmeye bağlı olarak ortaya çıkan eksenel yüklenmedir.
Düz röntgen filminde, kırık bölgesi iki kemik çıkıntısı olarak görülür, sanki uzun kemik çökmüş veya ‘bükülmüş’ gibi. Bununla birlikte, kortikal bir kırılma varsa, tek kortikal ise yeşil ağaç kırığı veya iki kortikal ise tam kırık olarak adlandırılır.
Tüm pediatrik yaralanmaların yaklaşık %25’ini kırıklar oluşturmaktadır. Distal radius ve torus kırıkları, %27,2’lik bir orana sahip olup açık ara en sık görülen kırıklardır. Spesifik olarak, pediatrik el bileği kırıklarının %50’si torus kırığıdır. Bu yaralanmalar pediatrik yaş aralığı boyunca meydana gelmekle birlikte, özellikle 7 ila 12 yaş arasında daha yaygındır.
Küçük çocuklarda kırık bölgesinde ağrı, şişlik ve hassasiyet vardır. Kırıkta deformite ve krepitasyon yoktur. Torus kırığını diğer kırıklardan ayırmak zor olabilir.
Torus kırıklarında öykü ve fizik muayenesi nispeten basit olmasına rağmen dikkatli olunmazsa bu kırıklar atlanabilir. Her travma öyküsünde olduğu gibi, yaralanma mekanizması son derece önemlidir. Her travma vakasında olduğu gibi, başka bir yaralanma olup olmadığı tespit edilmeli ve bunun daha önemli bir yaralanmanın dikkatini dağıtan bir yaralanma olmadığından emin olunmalıdır.
Fiziksel muayene sırasında muayene çok önemlidir ve herhangi bir klinik deformite olup olmadığı değerlendirilmelidir. Buna ek olarak, yaralanma bölgesi etrafındaki herhangi bir morarma, şişme veya kemik hassasiyetinin değerlendirilmesi için genel ilkeler bir kırığa işaret edebilir. Ayrıca, klinik bir deformite varsa radyografiler bir torus kırığı görülsede, düzeltme gerektiren (erdğksiyon) bir deformasyon da olabileceğinin unutulmamalıdır.
Son olarak, çocuklarda kaza dışı yaralanmalara (NAI) karşı her zaman dikkatli olunmalıdır. Bu nedenle, özellikle öyküde herhangi bir tutarsızlık, gecikmiş başvuru, farklı yaşlarda birden fazla yaralanma veya yaralanma mekanizmasının verilen kırık paternine eşit olmaması durumunda, her zaman yüksek bir şüphe endeksi gereklidir.
Torus kırıkları, acil servise başvuran ve her zaman konservatif olarak tedavi edilen inanılmaz derecede yaygın yaralanmalardır. Bu kırıklar rutin olarak ortopedik müdahale gerektirmez ve genellikle alçı veya atel ile immobilizasyon yeterlidir. Çocukların kemiklerinin hızlı iyileşme potansiyeli nedeniyle prognoz oldukça iyidir.
Kırık bölgesini herhangi bir kortikal yırtık ve deformite seviyesi açısından değerlendirmek için iki ortogonal düzlemde iki düz radyografi gereklidir. Tipik röntgen bulguları arasında, deformite olsun ya da olmasın, uzun bir kemikte bir ya da her iki korteksin dışarı doğru bükülmesi yer alır. Ayrıca, distal radius kırıklarında ulna gibi ilişkili bir kemikte plastik deformasyon olabilir. Plastik deformasyon şüphesi varsa, karşılaştırma için kontralateral uzvun röntgeni çekilebilir.
Ek olarak, yaralanma mekanizmasına ve semptomlara bağlı olarak, ilişkili herhangi bir yaralanmayı değerlendirmek için daha proksimal radyografiler de gerekebilir. Örneğin, distal radius toka kırığı ile ilişkili bir yaralanma suprakondiler kırıklar veya radius başı kırıkları/çıkıkları olabilir. Bu nedenle, genel bir kural olarak, her zaman kırık bölgesinin üstündeki ve altındaki eklemlerde yaralanma olup olmadığını değerlendirin.
3 yaş erkek hasta sandalyeden düşme.