Yanık, ısı, radyasyon, elektrik veya kimyasal ajanlarla temas sonucunda deri bütünlüğünün bozulması olarak tanımlanabilir. Yanıkların %86’sı termal yaralanmadan kaynaklanırken, yaklaşık %4’ü elektriksel ve %3’ü kimyasal nedenlerden kaynaklanır. Yanıkların mağdurlarının çoğu küçük çocuklardır ve hastaların çoğu ayaktan tedavi edilir. Tüm yanık kurbanlarının yaklaşık %6,5’u ise uzmanlaşmış yanık merkezlerinde tedavi edilmektedir.
Yanık nedeniyle meydana gelen ölüm ve sakatlıklar, dünyanın birçok ülkesinde en önemli sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yanıklı hastaların değerlendirilmesi, tedavisi ve yanık merkezlerine sevk kararı yanık derinliği (derecesi 1., 2., 3. Derece), yanan vücut yüzey alanının büyüklüğüne (dokuzlar kuralı), yanığın kapladığı alan (yüz, gözler, kulaklar, burun, eller, ayaklar ve perine), yaş (<10 veya >50 yaş), spesifik hasta özellikleri, ilişkili yaralanmalar (inhalasyon ve diğer travmatik yaralanmalar), ek yaralanmalar veya diğer tıbbi sorunlar gibi bireysel hasta özelliklerine dayanmaktadır.
Yanık, bir insanın karşılaşabileceği en ağır fiziksel ve psikososyal travmaya yol açan bir durumdur. Özellikle ciddi yanıklı hastalarda hızla ortaya çıkan fizyopatolojik değişiklikler nedeniyle, yakın bilinçli gözlem ve acil yardım gerekmektedir. Hepinize iyi okumalar dileriz.
Yüzeyden derine doğru vücuda baktığımız zaman aşağıdaki yapılardan oluştuğunu görürüz.
1) Epidermis
a) stratum corneum
b) stratum lusidum
c) stratum granülosum
d) stratum spinosum
e) stratum germinatiuum
2) Dermis
3) Subkuten doku/yağ dokusu
4) Fascia
5) Kaslar
6) Kemikler
- Sıcak sıvı
- Sıcak metal, cam veya diğer nesneler
- Buhar
- Ateş
- Suiistimal
- Güçlü asitler, küllü, boya tineri veya benzin gibi kimyasallar
- Elektrik akımları
- X-ışınlarından gelen radyasyon
- Güneş ışığı veya ultraviyole ışık
Yanıkların yaklaşık
- % 86’sı termal (sıcak yüzeyler, sıcak sıvılar, buhar veya alevle temastan kaynaklanan)
- % 4’ü elektriksel
- % 3’ü kimyasaldır.
Alev ve sıcak sıvılarla haşlama yanıkları, çocuklar ve yetişkinler arasında yanıkların önde gelen nedenidir. Yetişkinler genellikle alev yanıklarıyla yaralanırken, beş yaşından küçük çocuklar daha sık sıvılarla haşlanma yanıklarıyla yaralanmaktadır. Yanık yaralanmaları daha çok düşük ve orta gelirli insanları etkiler ve düşük gelirli ülkelerdeki insanlar için özellikle önemlidir.
Evde meydana gelen yanıklar, tüm ciddi yanıkların %25’ini oluşturmaktadır.
Deri vücudun en büyük organıdır ve bir kişinin ağırlığının yaklaşık %16’sını oluşturur. Deri vücudu enfeksiyondan koruyan ısı ve sıvı kaybını önleyen bir bariyer gibi görev görür. Bu bariyerin ısı, soğuk, elektrik, radyasyon veya kimyasal ajanlara maruz kalarak ortadan kalkması enfeksiyona yol açar, ısı ve sıvı dengesi bozulmalarla sonuçlanır.
Yanıklardan kaynaklanan ısı, protein denatürasyonuna ve dolayısıyla pıhtılaşma nekrozuna neden olur. Pıhtılaşmış doku çevresinde trombositler toplanır, damarlar daralır ve marjinal perfüze doku (staz bölgesi olarak bilinir) yaralanmanın etrafına yayılabilir. Staz bölgesinde doku hiperemik ve iltihaplıdır. Hasarlı dokular sıklıkla ödemli hale gelir ve intravasküler hacim kaybını daha da artırır. Özellikle açıkta kalan yaralarda, hasarlı dermisin termoregülasyonu olmadığı için ısı kaybı önemli olabilir.
Isı Kaynaklı Yanıklar
2 tür ısı yanık oluşturur;
- Sıcak
- Soğuk
Termal (ısı) yanıklar en sık görülen yanık türüdür. Çoğu yanık küçük ve yüzeyseldir ve sadece lokal yaralanmalara neden olur. Bununla birlikte, yanıklar daha büyük ve daha derin olabilir ve hastalar ayrıca ciddi yanıklara sistemik bir yanıt verebilir.
+45 dereceye kadar olan sıcaklıklarda hücresel düzeyde deri hücrelerinde hiçbir değişiklik ya da deformasyon söz konusu değildir. Bu sıcaklık 50°’nin üstüne çıktığında deri hücrelerinde dejeneratif değişiklikler başlar. 60° de deri hücrelerinde özellikle hücre düzeyinde 1.cil olarak kromatin (hücre komatini) daha sonra da hücre çekirdeğinde geri dönüşsüz harabiyet meydana gelir. Daha sonra sellüler nekroz ve koagülasyon oluşur. 70° de ya da üstünde hücresel harabiyet çok yüksektir. Selüler nekroz hatta selüler karbonizasyon meydana gelir.
Isı yanıklarında yanığı oluşturan en büyük etmenlerden birisi de ısı transferinin geçiş süresidir. Ne kadar ani bir transfer olursa o kadar büyük harabiyet oluşur.
Sıcaklık çeşitleri:
- Katı cisimler (Soba, ütü vb)
- Sıvı cisimler (kızgın yağ ve kaynar su)
- Sıcak buhar
- Ateş
Soğukla temas yanıkları, donmaya bağlı olarak ortaya çıkan yanıklardır.
Kimyasal Kaynaklı
Kimyasal ajanlarla oluşan yanıklar 2 etkenle oluşur.
- Asidik
- Alkali
Alkali yanıklar daha şiddetli olma eğilimindedir ve cildi sıvılaştırarak cildin derinliklerine daha fazla nüfuz eder (sıvılaşma nekrozu). Asit yanıkları daha az nüfuz eder, çünkü pıhtılaşma hasarına (pıhtılaşma nekrozu) neden olurlar.
Radyasyon Kaynaklı
Radyasyon yanıkları, radyoaktivite içeren maddeler ya da ultraviole içeren (kısa ya da uzak 136-2900A°) ışınlarda meydana gelir ve etkisi güneş yanığında olduğu gibi sonradan da açığa çıkabilmektedir.
Elektrik Kaynaklı
Elektrik yanıkları da en çok karşılaşılan yanıklardandır. Genellikle yüksek gerilim hattında kalma ya da direkt olarak elektrik akımına maruz kalma ile meydana gelir. Tahrip gücü ısı yanıklarına göre daha yüksektir. Elektrik yanıkları küçük giriş ve çıkış yaraları ile aldatıcı olabilir, ancak geniş iç organ yaralanması veya buna bağlı travmatik yaralanmalar olabilir. Devreyi tamamlayıp toprağa geçene kadar yol aldığı vücut kısımları ve dokularını tamamen tahrip eder. O nedenle lokalizasyonun önemli olduğu ısı yanıklarının tersine, elektrik yanıklarında derinlik önemlidir.
Oluşan hasar deri ve derialtı dokularda olmasına rağmen yanığın derinliği, yüzey alanı, neden olan ajan ve takip sürecinde oluşabilecek enfeksiyon, metabolik durumlar gibi
nedenlerle tüm organizmayı etkileyen oluşturduğu fizyopatoloji ile prognozu belirleyen çok kapsamlı bir travmadır. Böyle çok faktörlü bir durumda belki de seyri etkileyecek en önemli müdahalelerden biri ilk değerlendirme ve doğru tedavi yönlendirmesidir.
Yanığın hikayesinde; yanığın oluş şekli, maruz kalma süresi, etken maddeye (alev, sıvı, gaz, kimyasal ajanlar vb.) yönelik sorgulama yapılır. Hastanın fizik muayenesinde yanığa eşlik eden genel muayene bulguları ile ilgili daha ayrıntılı değerlendirme yapılır. Örneğin alev yanığında inhalasyon hasarını düşündüren faktörler; kapalı alanda yangın öyküsü, yangın alanında bilinç kaybı, kuru öksürük, seste boğukluk, solunum güçlüğü, yorgunluk,
yüz/burun kıllarında yanık olup olmadığına bakılır.
Özellikle kimyasal yanıklarda da nedene yönelik antidot tedavisi gerekebileceğinden yanığın hikayesi önemli rol oynar.
Acil ünitesine yanık nedeniyle başvuran hastaya müdahale etmeden önce yanığın değerlendirilmesi gerekir. Yanığı değerlendirirken de yanık şiddetini etkileyen faktörlerin
belirlenmesi oldukça önemlidir.
Termal Yanıkların Şiddetini
Beş Faktör Belirler
1. Derinlik (birinci, ikinci, üçüncü),
2. Dokuzlar Kuralı (yüzey miktarı),
3. Kritik yanıklar ve bölgeler,
4. Hastanın yaşı (çok genç veya çok yaşlı),
5. Hastanın genel sağlık durumu (diğer yaralanmalar veya hastalıklar)
Derinliğin Değerlendirilmesi
Birinci derece yanık: En sık güneş etkisiyle veya ani gaz alevlenmesi sonucu oluşur ve epidermis seviyesinde yüzeyeldir. Kırmızı renkli, basmakla solan, dokunmakla ağrılı olan bu yanıklar tipik olarak 3-4 günde skarsız şekilde iyileşir. Yaralanmadan sonraki birkaç gün içinde devitalize epitelyum kabuklaşır. Hastalar en çok ağrıdan şikayetçidir.
İkinci derece yanık: Çok sıcak sıvılar ile temas veya yüksek ısılı metallere-aleve kısa süreli temas sonucu ortaya çıkar, Epidermisin tamamı ve dermisin bazı katları yanıktan hasar görmüştür. En karakteristik görüntüsü içi sıvı dolu büllerdir. İkiye ayrılır; yüzeysel (superficial ve mid dermis) ve derin (dermisin daha derin kısmı) kısmi kalınlıkta yanıklardır. İkinci derece yüzeyel yanık yaraları pembe veya kırmızı, ıslak, ağrılıdır. Künt dokunma hissi ve kapiller dolum mevcuttur, 10-14 günde iyileşmesi beklenir.
Derin dermal yanıklar kiraz kırmızısı renkte, yüzeyi kurudur, künt duyu hissi, kapiler dolum yoktur. Enfeksiyon gelişmezse 3-8 haftada genellikle iyileşirler.
İyileşme süresinde uzun inflamatuar sürecinden dolayı bu yanıklarda kötü skar (soluk renkli hipertrofik) oluşumuna eğilim vardır.
Üçüncü derece yanık: Bu tam kalınlıkta yanıklar derinin tüm katlarını içerir, kuru görünümü, kayışımsı eskar vardır ve duyusuzdur ve bu yanıklarda cerrahi tedavi olmaksızın skar gelişimi, sepsis, mortalite riski artar. Hem dermal hemde epidermal yapılar canlılığını
yitirmiştir, ancak yara kenarından tekrar epitelize olurlar. Bu nedenle geniş alanlı yanıklarda bu süreç aylarca sürebilir veya epitelizasyon hiç bir zaman gerçekleşmez. Bazı derin yanıklarda yanık kas, tendon ve kemikleri de etkiler. Bu yanıklar geniş ve kapsamlı bir cerrahi girişim gerektirebilir, flep cerrahisi ile defektler kapatılır veya bazı olgularda amputasyon gerekir.
Yanık Genişliğinin Değerlendirilmesi
Yanık yüzdesinin hesaplanmasında özel tablolar kullanılmaktadır, ancak pratikte en fazla kullanılan 9’lar kuralıdır. Pratik hesaplamada, hastanın parmakları bitişik olarak elin ayası ile birlikte yüzeyi, toplam vücut yüzey alanının %1’i olarak kabul edilebilir. Çocuklar için Lund Browder sınıflaması gibi daha hassas diyagramların kullanılması daha uygun olacaktır. Yanık yüzdesi de hesaplandıktan sonratedavinin planlanması yapılır.
- Dokuzların Kuralı: Baş% 9’u temsil eder, her kol% 9’dur, ön göğüs ve karın% 18, arka göğüs ve sırt% 18, her bacak% 18 ve perine% 1’dir. Çocuklar için baş% 18 ve bacakların her biri% 13.5’tir.
- Lund ve Browder Şeması: Özellikle her bir kolun% 10, ön gövde ve arka gövdenin% 13 olduğu ve baş ve bacaklar için hesaplanan yüzdelerin hastanın yaşına göre değiştiği çocuklarda daha doğru bir yöntemdir.
- Palmar Yüzey: Küçük yanıklar için, hastanın avuç içi yüzeyi (parmaklar hariç) vücut yüzey alanının yaklaşık% 0.5’ini temsil eder ve el yüzeyi (avuç içi ve parmaklar dahil) vücut yüzey alanının yaklaşık% 1’ini temsil eder.
Ayrıca özellikli bölge yanıkları şeklinde tanımlanan göz, kulak, yüz, el, ayak ve genital bölgenin yanıkları deneyimli bir yanık ünite/merkezinde tedavi edilmesi gerekmektedir.
Kimyasal yanıklar ayrı şekilde değerlendirilmelidir. Klinikte bu yaralanmalar sıklıkla ağrılıdır ve yanıltıcı görünebilir. Başlangıçtaki hedef neden olan ajanın kaldırılması ile yanığın ilerlemesinin durdurulmasıdır. Giysiler, eldivenler ve deri ile temas eden her şey hızlıca çıkarılır. Bol yıkama yapılır. Suyla çok miktarda irrigasyon ile sonuçta dilüe edilir veya birçok ajan nötralize olur. Su ile irrigasyon için birkaç istisna vardır. Hidroklorik asit, sülfirik asit, elemental sodyum, potasyum ve lityumun spesifik antidotu vardır uygulandıktan sonra yıkama yapılır.
Alkali yanıkları; asit yanıklarından daha derin yanık oluşturlar. Bu yanıkların sık nedenleri arasında beyazlatıcı maddeler, fırın temizleyicileri, gübre, çimento gelir.
Asit yanıkları yaralanma sonrası ilk on dakika içinde su, dilüe sodyum bikarbonat ile yıkanmalıdır.
Elektrik yanıklarında travmanın sıklıkla eşlik ettiği, kas iskelet sistemi, renal sistem, kardiyovasküler sistem gibi birçok sisteminin birlikte etkilendiği düşünülerek yalnız
yanık yarası ile değerlendirilmemesi gerekir.
Tedavi yanık şiddetine göre planlanır.
- Soğutma: Küçük yanık alanları, yanmanın ilerlemesini önlemek ve ağrıyı azaltmak için musluk suyu veya tuzlu su çözeltisi ile soğutulabilir.
- Temizlik: Yara temizlenmesi çeşme suyu veya salin ile yıkanır, nötral pH’lı sıvı sabun dışı antiseptik solüsyonlar ve fırça kullanılmamalıdır.
- Pansuman: Pansumanın üç amacı vardır: Drenajın absorbsiyonu, ağrının azaltılması ve yaranın çevreden izolasyonu ve korunmasıdır. Topikal antibiyotik mupirosin (Bactroban®), nitrofurazon (Furacin®), basitrasin ve neomisin (Thiocilline®) merhemler veya emici pansuman veya özel yanık pansuman malzemeleri içeren krem yaygın olarak kullanılır.
- Ağrı Kesiciler: Gerektiğinde ağrı kesiciler (İburofen®) verilebilir. Splintler ayrıca bazı yanmış alanlar için destek ve konfor sağlayabilir ve ağrıyı azaltabilir.
Birinci derece yanıklarda
- Herhangi bir kapamaya veya yüzeysel antibakteryel ajana ihtiyaç yoktur.
- Nemlendirici kremler veya merhemler yeterlidir. Bu ajanlar derinin kuruması ve gerilmesi nedeniyle olan yangıyı ve ağrı hissini azaltacaktır. Hastaya analjezik ve antihistaminikler verilebilir.
- Geniş birinci derece yanıklarda, ağrı ve hidrasyon yönetimi için hasta gereğinde yatırılarak tedavi edilebilir.
İkinci derece yanıklarda
- Yüzeysel yanıklarda parafin veya yağlı merhemler (örn. %0.2 Nitrofurazon pomad) emdirilmiş gazlı bezlerle pansuman uygundur.
- Su keseciklerinin (Bül) tedavisi: Deride oluşan büller için en iyi tedavi konusunda tartışmalar devam etmektedir. Küçük çaplı ve kontrolsüz patlamayacağı düşünülen su kesecikleri yerinde bırakılabilir. Büyük su keseciklerinin boşaltılması veya uzaklaştırılarak pansuman takibine alınması gereklidir.
- Derin yanıklarda: Antibiyotikli kremler doğrudan (örn. gümüş sülfadiyazin, mupirosin, nitrofurazon) veya parafin emdirilmiş tüllerin altına uygulanabilir.
- 2. derece derin dermal yanıklarda endikasyona bağlı olarak uygun pansuman yapılıp, hastaların yanık ünite/merkezlerine geciktirilmeden nakli uygundur.
Üçüncü ve dördüncü derece yanıklarda
- Eskarın kendiliğinden ayrılması yaranın enfekte olduğunun bir belirtisidir. Bu grup hastalarda sıklıkla cerrahi uygulanmalar gerekir, yatarak tedavi edilmek üzere yanık ünite/merkezilerine yönlendirilir.
Şiddetli (>% 20 TBSA) olarak sınıflandırılan yanıklarda, idrar çıkışını 0.5 mL / kg / saat korumak için hızlı sıvı resüsitasyonu başlatılmalıdır. Yaygın olarak kullanılan sıvı resüsitasyon formüllerinden biri Parkland formülüdür.
Parkland Formülü
Parkland formülünde 1. derece yanıklar hesaba dahil edilmez. Sadece 2. derece ve üzeri yanıkların alanı formüle dahil edilir.
İlk 24 saat içinde verilecek toplam sıvı miktarı = 2 ml LR × hastanın ağırlığı (kg) × Topla Yanık Genişliğini % (TYG Yüzde)
TLS 10 güncellemesinde bir değişiklik yapılarak formül, 4 ml yerine 2 ml olarak değiştirilmiştir.
Hesaplanan miktarın yarısı, hastanın ilk yakıldığı andan itibaren ilk sekiz saat içinde uygulanır.
Örneğin, 70 kg’lık bir hastada % 30 yanık varsa, ilk 8400 mL Laktasyonlu Ringer çözeltisine ihtiyaç duyacaktır ve ilk 8 sattete 4200 ml verilir. Geri kalanı 16 saat içerisinde verilir.
Yanıklar için sıvı resüsitasyon formülünün sadece bir tahmin olduğunu ve hastanın hayati belirtilere, idrar çıkışına, diğer yaralanmalara veya diğer tıbbi durumlara bağlı olarak az ya da çok sıvıya ihtiyaç duyabileceğini unutmayın
- Her yaşta TYG > %20, 2. ve 3. derece yanıklar,
- Her yaşta TYG ≥ %5 – 10, 3. derece yanıklar,
- 10 yaş altı ve 50 yaş üstü hastalarda yanıklı TYG ≥ %10, 2. derece ve 3. derece yanıklar,
- Yüz, kulak, el ve ayak yanıkları,
- Büyük eklemler içine alan yanıklar,
- Genital bölge ve perine yanıkları,
- Kimyasal yanıklar,
- Elektrik yanıkları,
- Yıldırım çarpmaları,
- İnhalasyon yanıkları,
- Yanığa eşlik eden çoklu travma olması,
- Kronik hastalık varlığı (diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı, immün yetmezlik, nörolojik bozukluklar, vb),
- Gebelik
- Çocuk istismarı varlığı veya şüphesi.
Çoğu yanık küçüktür ve hafif yanıklar olarak sınıflandırılır; ana belirti ağrıdır. Bu yanıklar sadece lokal yanık bakımı ve ağrı kontrolü gerektirir. Eğer hasta geniş ve derin yanıklara sahipse, o zaman ciddi yanıklar olarak sınıflandırılabilir ve hasta diğer travma hastaları gibi yönetilmelidir. Eğer hasta ciddi yanıklara sahip değilse, o zaman öykü ve fiziksel muayene normal şekilde devam edebilir ama yanık şiddeti yüksek ise hemen müdahale edilmelidir. Öykünün içermesi gereken önemli bölümler şunlardır: yanık tipi (termal, elektriksel, kimyasal, radyasyon), ilişkili inhalasyon yaralanması olasılığı (örneğin, kapalı bir alanda sıkışma), ve diğer yaralanma olasılığı (örneğin, patlama veya yangından kaçarken atlama).
Fiziksel muayene sırasında özel dikkat solunum yollarına ve solunuma verilmelidir;
- Ağız içi yanıklar
- Yüz yanıkları
- Burun veya ağızda is
- Öksürme
- Hırıltılı solunum veya zorlu solunum
aranmalıdır. Ayrıca, yanıklar dışında diğer yaralanma belirtilerine de bakılmalıdır.
- İlk yapılması gereken kazazedenin yakıcı ajandan uzaklaştırılması ve yanmanın sonlandırılmasıdır.
- Hava yolu açıklığı, solunum ve dolaşım değerlendirilmelidir. Çoklu travması olan olguda “yanığı unutun” prensibi geçerlidir ve hayati tehlike arz eden yaralanma öncelikle yönetilmelidir.
- Küçük yanıklarda, yanan bölge ilk 15 dakika içerisinde akan çeşme suyu altında 20 dakika tutularak yanma süreci durdurulur.
- Sıcak sıvı yanıkları ıslanan tüm kıyafetler çıkarılır,
- Termal yanıklar
- Hasta kaza yerinden uzaklaştırılarak açık havaya çıkarılır, mümkün değilse yangın söndürülür,
- Karbon monoksit veya duman zehirlenmesini kontrol edilir, hasta %100 O2 solutulur,
- Endotrakeal entübasyon gerekliliği değerlendirilir.
- Elektrik yanıklar
- Üç ayrı yolla yaralanma olabilir; akım sonucu gerçek elektrik yaralanması, ark yanıkları ve elektrik akımıyla tutuşma sonucu alev yanığı.
- Elektrik akımı kesilir veya kazazede kaynaktan uzaklaştırılır
- Acil kardiyopulmoner resüsitasyon gerekliliği değerlendirilir (özellikle düşük voltajlı yaralanmada),
- Çoklu travma ve künt veya delici travmaya ait belirti veya bulgu varlığı mutlaka incelenmelidir,
- Kimyasal yanıklar
- Kuru kimyasallar önce fırçalanarak, diğerleri doğrudan suyla, ağrı dinene değin (60 dakika’ya kadar sürebilir) yıkanır.
- Nötralizan bir madde kullanılmaz.
Havayolu Yönetimi
Termal yaralanmalara maruz kalmış bir hastanın ilk muayenesinde hava yolu hasarı belirtilerinin değerlendirilmesi ve erken entübasyona gidilmesi kritik öneme sahiptir.
Sağlık görevlisi hastanın hava yolunun tehlikede olduğunu tespit ederse, acil müdahale endikasyonu vardır. Sağlık görevlileri hava yolunu daha iyi açmak için öncelikle basit bir çene kaldırma veya çene itme manevrası yapabilirler. Ayrıca hastanın durumuna göre uygun bir hava yolu seçimi; Orofaringeal hava yolu, nazofarengeal hava yolu, LMA gibi supraglottik hava yolları, ETT ile entübasyon veya iğne krikotiroidotomi veya cerrahi krikotiroidotomi gibi cerrahi hava yolları yapabilirler.
Ancak, hava yolunun şişmesi (ödemlenmesi) durumunda supraglottik seçenekler yardımcı olmayacağından subglottik bir hava yolu gereklidir. Bu yüzden inhalasyon yaralanması olan hastalarda ilk 12 ila 24 saat içinde üst hava yolu ödemine yol açabilir ve herhangi bir şüphe varsa entübasyon önerilir.
İnhalasyon yaralanması acil serviste ekarte edilmelidir.
Damaryolu
Bütün tanık hastalara sıvı desteği sağlanmalıdır ve özellikle yetişkinlerde sıvı verilmelidir. Çocuklarda bazen damarlara erişmek zor olabilir ve hızlı nakil önerilir. Ağrıyı hafifletmek için lokal soğutma uygulanabilir.
1- Havayolu güvenliği sağlanmalı, şüphe halinde gecikilmeden bu seçenek yerine getirilmelidir. Solunumun sağlanması için endotrakeal entubasyon, zorunlu hallerde ise trakeostomi yapılmalıdır.
2- Yanık yüzdesi doğru hesaplanmalıdır.
- Çocukta Lund-Browder şemaları kullanılır.
- Erişkinde genellikle 9’lar kuralı kullanılır.
3- IV Hidrasyon
- Çocuklarda >% 10 TYG, – Erişkinde >% 20 TYG, ise intravenöz sıvı verilmelidir.
- Geniş yanıklarda santral kateterizasyon tercihen subklavian ven ve daha az tercih edilen ise femoral ven kateterizasyonu ile takip erişkin ve çocuklar için ortak tercih.
- 6 yaş altı çocuklarda santral yol sağlanamıyorsa intaosseoz yol denenmelidir.
- Kateterizasyon sağlanana kadar en aza 2 büyük damar yolu ile sıvı resüsitasyonu sağlanmalıdır.
- Parkland formülü yanıkta sıvı resüsitasyonu için gerekli miktarın belirlenmesinde en etkili yöntemdir.
- Parkland formülünde 1. derece yanıklar hesaba dahil edilmez. Sadece 2. derece ve üzeri yanıkların alanı formüle dahil edilir.
- Hesaplanan miktarın yarısı ilk 8 saatte, kalan yarısı 16 saatte verilir.
- İlk 24 saat içinde verilecek toplam sıvı miktarı
- = 2 ml LR × hastanın ağırlığı (kg) % × Topla Yanık Genişliği (TYG Yüzde)
Hesaplanan miktarın yarısı, hastanın ilk yakıldığı andan itibaren ilk sekiz saat içinde uygulanır.
Örneğin, 70 kg’lık bir hastada % 30 yanık varsa, ilk 4200 saatte 24 mL Laktasyonlu Ringer çözeltisine ihtiyaç duyacaktır ve ilk 8 sattete 2100 ml verilir.
- Sıvı resüsitasyonunun takibi idrar çıkışı ile yapılmalıdır (Erişkin: 30-50 mL/saat Çocuk: 1 – 2 mL / kg / saat)
4- Eşlik eden travmaların varlığı araştırılmalı ve bunlara yönelik tetkik ve tedavi planı yapılmalı, travmaya bağlı ek yaralanma varlığında öncelik hayatı tehdit edecek duruma verilmelidir
5- Her yanık hastası mutlaka “Adli Vaka” yönünden değerlendirilmeli, polise ve gerekiyorsa adli makamlara bilgi verilmelidir
6- İlk olarak yaranın temiz bir örtüyle kapatılması yeterlidir.
- Geniş yanıklarda gelişecek ödem nedeniyle bilezik, yüzük ve kolye benzeri takılar çıkarılmalıdır.
- Ayaktan hasta takibi yapılacak hastaların yanık yarası yönetimleri için Yüz bölgesini içine alan yanıklar haricinde %1 gümüş sülfadiyazin ilk etapta tercih edilmesinde sakınca bulunmayan terapötik ajandır.
- Ağrıyı gidermek için, yaraya lokal anestetik içeren pomat veya kremler sürülmesi kontrendikedir. Yanık pansumanı yapılması yeterlidir hastanın ağrısı azalacaktır.
- Kimyasal madde yanıklarında hasta tamamen soyulup, vücut sıcaklığındaki suyla duşta yıkanmalı, küvete alınmamalıdır
- Elektrik yanıkları, kimyasal madde yanıkları ve geniş ve/veya derin yanıklar gözlem altına alınmalıdır. Serum elektrolit ve kan gazı değerleri ve gereğinde yakın EKG izlemi yapılmalıdır.
7- Toraks, abdomen, ekstremite ve boyunda gelişen ödem ve eskara yönelik eskaratomi ve fasyotomi yapılması gereği değerlendirilmelidir.
8- %30 ve üzeri yanıklı veya bilinci kapalı hastalarda gastropleji ve ileus gelişme riski vardır, nazogastrik sonda takılarak dekompresyon yapılmalıdır.
9- Geniş yanıklı hastalarda genel tetanoz profilaksisi kuralları doğrultusunda profilaksi uygulanır.
10- Analjezi tedavisi için narkotik analjezikler kullanılabilir.
11- Karbon monoksit ve siyanür seviyeleri ölçülmeli ve hastalara oksijen sağlanmalıdır. Şiddetli metabolik asidoz, normal arteriyel oksijen ve düşük karboksihemoglobin varlığında siyanür toksisitesinden şüphelenilmelidir.
Daha fazla reçete bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/19805
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK430741/
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK430773
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/29340
- https://tepecikeah.saglik.gov.tr/Eklenti/127163/0/asyd21-acil-tip-klinigi-yanik-algoritmasipdf.pdf?_tag1=BBAD2E716F095E8F1F7E158B0FDB7E85DCBEE77C
- https://www.plastikcerrahi.org.tr/menu/23/yanik
yazılar çok güzel faydalı elinze emeğinize sağlık ama biraz daha kısa olursa okunması daha keyifli ve güzel olur spot spot bilgiler olsa okumak tekar okumak açısıdan daha faydalı olacaktır teşekkürler yeniden
Sayın Ömer Faruk Bey,
Yazınız çok açıklayıcı olmuş,emeğinize sağlık.Yanıklarda sıvı resüsitasyonunda;Parkland Formülü, Advanced Trauma Life Support® Student Course Manual Tenth Edition 2018 s:173 te, 2xkgxyanık yüzdesi olarak gösterilmiş.Hangisini kullanalım?Saygılarımla, selamlar.
İlginiz için teşekkür ederim Parkland formülü ile ilgili gerekli düzenleme yapılarak yeniden paylaşım yapıldı. Yazının farklı noktasında doğru bilgimiz mevcutken görselimiz eski kalmış 2 çarpanını kullanmak kılavuza uygun olanı ama asıl önerim idrar çıkışının takibidir. Teşekkürler